Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhtesat tespiti... ile... ve müşterekleri aralarındaki muhtesatın tespiti davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.11.2012 gün ve 484/490 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı .. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı, dava konusu 1264 parsel sayılı taşınmazda davalılar ile iştirak halinde malik olduklarını, taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/398 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, taşınmaz üzerinde eşinin yardımı ile ev yaptıklarını, diğer paydaşların evin yapımına katkısı bulunmadığını açıklayarak, dava konusu 1264 parsel üzerindeki evin kendisine ait olduğunun tespiti ile taşınmazın beyanlar hanesine tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... süresinde verdiği 18.10.2010 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın dedesi ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerindeki evin teyzesi olan davacı tarafından yaptırıldığını, bu nedenle davayı kabul ettiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini açıklayarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasını istemiştir. Diğer davalılara dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.Mahkemece, davanın kabulü ile... taşınmaz üzerindeki evin davacıya ait olduğunun tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesine işlenmesine, alınması gereken 1.712,88 TL harcın peşin alınan 371,25 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.341,63 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının yapmış olduğu toplam 2.289,20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden takdir edilen 3.442,01 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... tarafından yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı HMK’nun 326. maddesi hükmünde, kural olarak yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınacağı, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davada haklılık oranına göretaraflar arasında paylaştırılacağı açıklanmıştır. Bu genel hükmün ayrığı olan aynı Kanun'un 327. maddesi hükmünde de, davanın esası hakkında lehine hüküm verilmiş olan tarafın davayı uzatması, gereksiz masraf yapması yada kendi elinde olup da verilecek hükme etkisi bulunan belgeleri zamanında karşı tarafa bildirmemesi halinde yargılama giderlerinin tamamıveya bir kısmı ile sorumlu tutulabileceği, aynı Kanun'un 312. maddesi hükmünde ise feragat veya kabul eden tarafın aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mecbur olduğu, davalının hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk duruşma oturumuna kadar davayı kabul etmiş olması halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.Somut olaya gelince; tarafların paydaş olduğu 1264 parsel sayılı taşınmaz hakkında Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/398 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle eldeki davanın açıldığı belirlenmiştir. Bahsi geçen dava dosyasının incelenmesinde; davanın ... tarafından diğer mirasçılara karşı açıldığı, 21.07.2010 tarihli yargılama oturumunda eldeki davanın davacısı ... tarafından dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesat niteliğindeki evin tespitine ilişkin dava açmak için süre istenildiği,....'ın bu yargılama oturumunda hazır bulunduğu, muhdesat iddiasına ilişkin herhangi bir beyanının bulunmadığı görülmüştür. Kural olarak, muhdesat aidiyetinin tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu malikleri aleyhine açılması gereklidir. Eldeki davada, ortaklığın giderilmesi davasında davacı tarafından tespiti istenen taşınmazların davacıya ait olduğunu kabul eden bulunmamakla birlikte, davalı ..'ın ilk oturumdan önce süresinde verdiği 18.10.2010 tarihli cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği saptanmıştır.Saptanan bu olgular kapsamında; davalı ..'ın davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur. Bununla birlikte; her ne kadar davalı tarafından ortaklığın giderilmesi davasında beyanda bulunmamış ise de, eldeki muhdesatın tespitine ilişkin davayı ilk oturumdan önce süresinde kabul ettiği görüldüğünden, 6100 sayılı HMK'nun 312/1. maddesi hükmüne göre ve kural olarak davalı tarafın davayı kabul etmesi halinde tarafların payına isabet edecek muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) üzerinden yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulması, ancak Harçlar Kanunu'nun 22. maddesi gereği muhakemenin ilk celsesinden önce cevap dilekçesi ile davanın kabul edilmesi halinde karar ve ilam harcının üçte biri ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesine göre; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı öncesi davanın kabul edilmesi nedeniyle tarife hükümleri ile belirlenen ücretlerin yarısına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..'ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün harç, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 428,25 TL peşin harcın istek halinde ..'a iadesine 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.