Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1845 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22473 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikNitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın, suç tarihinde mağdurun işyerine gittiği, akabinde sandalye, masa ve demirbaş eşya satın alarak karşılığında sahte olarak tanzim edilmiş ...... keşide tarihli ve 8500 TL meblağlı çeki verdiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Mağdurun 27.12.2011 tarihli kolluk ifadesinde, sanığın zararın 300 TL'lik kısmını ödediğini belirtmesi ve kovuşturma aşamasındaki beyanında ise sanıktan şikayetçi olmadığını söylemesi karşısında, mağdurun ifadesinin tekrar alınarak zararının ne kadarının ödendiği, kısmi ödeme nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediği ile sanığın etkin pişmanlık gösterip göstermediği hususlarının araştırılarak, nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden anılan maddenin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,2-Sanığın, aldığı eşya karşılığında mağdur .... verdiği ..... tarihli .... zorunlu öğelerden keşide yerinin bulunmaması nedeniyle eylemin özel belgede sahtecilik suçunun oluşturduğunun gözetilmemesi,3-Dosyada mevcut adli sicil kaydından tekerrüre esas sabıkası olduğu anlaşılan sanık hakkında TCK'nın 58.maddesinin uygulanmaması,4-5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmaması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış haklarının CMUK'un 326/son maddesi uyarınca saklı tutulmasına 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.