Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde, davacının kiracı olarak bulunduğu daireye üst katdaki dairenin banyosundan su sızdığını belirterek üst kat dairenin maliki ile bu dairede ikamet eden kişiden ve yöneticiden arızanın giderilmesi için üst kat daireye giriş izni verilmesini, ayıbın giderilememesi halinde ayıp oranında ödenen aylık 3.125 TL kiranın tenzilini talep etmiştir.Davalı Ahmet cevabında, davacının kiracı olarak bulunduğu dairenin ve üst kat dairenin maliki olduğunu, davanın reddini beyan etmiş, diğer davalı N ise cevabında, 3. katta oturduğunu, yönetici olduğunu, dava ile ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.Mahkemece, davacının kiracı olması nedeniyle Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamına göre, 15.01.1988 tarihli kira sözleşmesi ile davacının davalı Ahmet’e ait 1 nolu dairede kiracı olduğu, halen ödenen kiranın aylık 3.125 TL ve davacının dairesine üst kattan su sızıntısı olduğu 25.07.2008 tarihli ihtarname ile anlaşılmaktadır.BK’nın 249/2.maddesinde “Kiralanan, akitten maksut olan kullanmayı mümkün olamayacak yahut intifa ehemmiyetli surette azalacak bir halde teslim olunursa kiracı akdi feshe yahut ücretten münasip bir miktarın tenzilini istemeye salahiyettardır". BK’nın 250/1. maddesinde de “Kiralanan, kira müddeti zarfında kiracının kusuru olmaksızın akitten maksut olan kullanma mümkün olamayacak veya ehemmiyetli surette menfaat azalacak bir hale düştüğü takdirde, kiracı, ücretten mütenasip bir miktarın tenzilini talep edebileceği gibi; ayıp münasip bir müddet zarfında bertaraf edilmezse, akdi dahi feshedebilir" hükmü getirilmiştir.Davada, kiralananda meydana gelen ayıbın giderilmesi, bu olmadığında kiranın tenzili talep edilmiştir.Davanın bu niteliği gereği uyuşmazlığın, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’a ve Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre değil Borçlar Kanunu’nun 249 ve 250. maddesi gereğince genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.HUMK’un 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin bakacağı dava ve işler arasında bu davanın yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu gibi davalarda yıllık kira parası mahkemenin görevinin belirlenmesinde esas alınır. Dava tarihi itibariyle yıllık kira parası 6.330 TL’dan fazladır.Bu durumda, mahkemece; davanın değeri itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalılardan N’in yönetici olması Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanmasını gerektirmeyeceği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA<karar> ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.