Y A R G I T A Y K A R A R IHUMK. nun 435/7 ve 438/1. maddeleri gereğince temyiz edilen kararın duruşmalı incelenmesi temyiz dilekçesi ile istenilmelidir. Temyiz eden, süresinde verdiği dilekçesinde bu yönde bir istemde bulunmamış olup, sonradan verilen ek dilekçe ile incelemenin duruşmalı yapılması istenilemeyeceğinden; duruşma isteğinin reddi ile temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacı vekili, asıl davadaki dava dilekçesinde; diş hekimi olan müvekkilinin 02/08/2009 tarihinde, saat 19:00 sıralarında Haydut isimli Golden Retriever cinsi köpeğini oturduğu sitenin köpek gezdirme alanına götürdüğünü, davalının oğlunun da davalıya ait saldırganlığı daha önce bilinen aynı cins Alex isimli köpeği alana getirdiğini, davalının köpeğinin müvekkiline ait köpeğe hırlamaya başladığını, müvekkilinin Alex'in saldırgan olduğunu bildiği için köpek gezdirme alanından dışarı çıktığını, Alex'in müvekkilinin köpeğine saldırdığını, müvekkilinin köpekleri ayırmak için alana girdiğini, davalının köpeğinin bu kez müvekkilinin sağ kolunu ısırarak paramparça ettiğini, olaydan sonra müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, 6 saat süren bir ameliyat geçirdiğini, davalının köpeğinin dişlerinin müvekkilini kolundan kemik içerisinden çıkarılarak kol bileğinin yerine dikildiğini, davalının hayvan sahibi olması nedeniyle Borçlar Kanununun 41, 45, 49, 50 ve 56.maddeleri gereğince müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 16.968,48 TL'ye yükseltmiştir.Davacı M. Genel Yaşam Sigorta A.Ş. vekili, birleşen davadaki dava dilekçesinde; asıl davadaki davacı B.. Ş..'in müvekkili şirket nezdinde sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalıya ait Alex isimli köpeğin sigortalı B.. Ş..'e saldırması ve onu sağ kolundan ağır şekilde yaralaması sonucu müvekkili şirketin Kadıköy Acıbadem Hastanesine 08/09/2009 tarihinde 14.815,14 TL tedavi gideri ödediğini ileri sürerek; anılan miktarın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, asıl ve birleşen davalardaki cevap dilekçesinde; olayın davacının köpeklerin oynamasına tahsis edilmiş etrafı çitle çevrili alana girip müvekkilinin köpeğini dövmesi yüzünden meydana geldiğini, bütün kusurun davacıda olduğunu, davacının zararından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir..Mahkemece, dosya kapsamına göre; davacının olay tarihinde köpeklerin serbest oynamasına tahsis edilmiş, etrafı çitle çevrili alana girerek davalının köpeğinin boğazını sıktığı, ona yumruk ve tekme attığı, davalının köpeğinin de savunma refleksi göstererek davacıyı ısırdığı, bu nedenle davalının davacının zararından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davların davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.Hükmü, asıl ve birleşen davada davacı vekilleri temyiz etmiştir.Dava, 818 sayılı BK.nun 56. maddesine (6098 sayılı TBK. nun 67. maddesine) dayalı tazminat isteğine ilişkindir.Bilindiği gibi, BK.nun 56. maddesinde öngörülen hayvan bulunduranın sorumluluğu, özel bir sorumluluktur. Anılan madde hükmüne göre, hayvana dikkat, özen ve gözetim görevini üzerine alan ve ondan sürekli şekilde faydalanan kişi, hayvanı bulunduran sıfatıyla bu hayvanın sebebiyet vermiş olduğu zararları ödeme yükümlülüğü altındadır. BK.nun 56. maddesi gereğince hayvan bulunduranın sorumluluktan kurtulabilmesi; hayvanı, hal ve şartlara göre, gerekli bulunan özenle gözetmiş olduğunu ya da bu özen gösterilmiş olsaydı bile, zararın önlenemeyeceğini ispat etmesine bağlıdır.Kanunun öngördüğü bu özen borcu, zararın gerçekleşmesini önlemeye elverişli ve hayvan bulunduranın almak zorunda olduğu tedbirlerin tümünü kapsar. Gösterilen özen ve gözetim derecesinin yeterli olup olmadığı, somut olayın özelliklerine göre objektif olarak değerlendirilecektir. Durum ve koşullara göre, gereken özenle gözetim gösterilmez, ya da gösterilmiş olsa idi zararın önlenemeyeceği kanıtlanmaz ise, hayvan güden sorumlu olur. Özenle gözetim, hayvanın cinsine, yaşına, muhafaza edildiği yere ve özellikle huyuna ve çevreye gösterdiği tepkiye göre takdir edilir.6100 sayılı HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Somut olaya gelince; mahkemece bilgisine başvurulan "veteriner hekim" bilirkişiden alınan 11/05/2012 tarihli raporda; davalının köpeğini yeterince eğitmediği, köpeğini onu yönetemeyecek durumdaki oğluna teslim ettiği, köpeğin davacıyı ısırmasını önlemek için gerekli önlemleri almadığı gerekçesi ile olayın meydana gelmesinde davalının % 75 (3/4) oranında kusurlu olduğu; davacının ise, köpeği sinirlendirecek hareketlerde bulunması, ürkütmesi veya herhangi bir şekilde tahrik etmesi nedeniyle % 25 (1/4) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu raporun yeterli bulunmaması üzerine bilgisine başvurulan "halk sağlığı ve adli tıp uzmanı, veteriner hekim ve çevre mühendisi" bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 05/05/2014 tarihli raporda ise; olayın davacının Alex isimli köpeğe müdahale etmesi üzerine köpeğin içgüdüsel tepki vermesinden kaynaklandığı kaçınılmaz bir durum olduğu, davalının kusursuz sorumluğunun bulunmadığı, davacının kendisini korumak için gerekli gayreti gösterdiği, davacının da kusurunun bulunmadığı, olayın tamamen kaçınılmazlık olgusu altında gerçekleştiği açıklanmıştır. Ayrıca Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 06.02.2013 tarihli raporda da, dava konusu köpek ısırması sebebiyle, davacının % 5,2 oranında meslekte gücünden kaybettiği ve aynı oranda sürekli malül olduğu, olay tarihiden itibaren 3 aylık sürede iyileşebileceği vurgulanmıştır. 11/05/2012 tarihli bilirkişi raporu ile 05/05/2014 tarihli bilirkişi raporu arasındaki, tarafların kusur ve sorumlulukları açısından oluşan çelişkinin giderilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm verilmiştir. Dava konusu olayda, köpek bulunduran davalının özen ve gözetim görevini yerine getirip getirmediği, ayrıca davacının olayın meydana gelmesine yol açan bir davranışının bulunup bulunmadığı hususları bilirkişilerce değerlendirilmelidir.O halde, mahkemece; dosyanın öncekiler bilirkişler dışında oluşturulacak dava konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kuruluna verilmesi, tüm dosya kapsamı değerlendirilerek tarafların kusur ve sorumlulukları açısından farklı sonuçlar içeren iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi, olayın neden kaynaklandığı, meydana geliş sebebi ve tarafların kusur durumları ve sorumluları yönlerinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde asıl ve birleşen davalar yönünden davacıların taleplerini değerlendirerek hüküm tesis edilmesi gerekirken; yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.