Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1835 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1480 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Keşan 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/07/2013NUMARASI : 2013/70-2013/261Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalılardan İ.. Ö.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalılardan İ.. Ö.. tarafından temyiz edilmiştir.1-Davalı kefil İ.. Ö..'ün temyiz itirazlarına gelince;Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.07.2008 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile davacıya ait kiralanan davalı H.. Ö..'e kiralanmış, sözleşmeyi diğer davalı İ.. Ö.. müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Sözleşmede aylık kiranın 01.07.2008 tarihinden 31.12.2008 tarihine kadar 1.600,00 TL, 01.01.2009'dan 31.12.2010 tarihine kadar 2.000,00 TL ve peşin ve nakit olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı kira sözleşmesine dayanarak kiracı ve kefil hakkında 25.12.2010 tarihinde başlattığı icra takibi ile toplam 8.000,00 TL kira alacağı ve 2.485,48 TL işlemiş faizni istemiştir. Davalılar kira sözleşmesine istinaden her hangi bir borçlarının olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuşlardır. Kiralananın Nisan 2009 ayı içinde tahliye edildiği davacı kiraya verenin kabulündedir. Taşınmazın tahliyesi ile taraflar arasındaki kira ilişkisi son bulmuştur. Taşınmazın tahliyesinden sonra takip tarihi olan 25.12.2010 tarihine kadar davacı müteselsil kefil hakkında icra takibi yapmadığı gibi dava da açmamıştır. Uygulanması gereken Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 493. maddesi hükmü gereği bir kimse belirli bir süre için kefil olup da bu zamanın sona ermesini takip eden bir ay içinde alacaklı icraya ya da mahkemeye başvurarak hakkını talep etmezse veya takibatına uzun süre ara verirse kefil kefaletten kurtulur. Somut olayda, davacı, davalı kefil hakkında kira sözleşmesinin Nisan 2009 ayında sona ermesinden itibaren bir aylık sürenin geçmesinden sonra 25.12.2010 tarihinde yapmış olduğu icra takibi ile kira paralarının tahsilini talep etmiştir. Bu durumda anılan yasa hükmü gereğince davalı kefilin borçtan sorumlu olduğundan söz edilemez. Mahkemece kefil davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; tarafların iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçeye göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 3-Davacı vekilinin 4.000 TL tutarlı ödemeye ilişkin temyizine gelince; Davalılar 4.000,00 TL tutar yönünden elden ödeme savunmasında bulunmuş, davacı taraf ödeme savunmasını kabul etmemiştir. Davalı ödeme savunmasını yasal bir delil ile kanıtlayamadığı halde mahkemece 4.000,00 TL'lik ödemenin kira alacağından mahsup edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.Hüküm bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı kefil İ.. Ö..'ün, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre inkar tazminatı ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.