MAHKEMESİ : Kırıkkale İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/04/2014NUMARASI : 2013/425-2014/106Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RŞikayetçi vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; vekiledeninin Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7005 esas sayılı dosyasındaki alacağı ile davalının Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1605 esas sayılı dosyasındaki alacağının takas ve mahsubuna ilişkin taleplerinin Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1605 esas ve 13/06/2013 tarihli kararı ile dosya alacağının davalı A.. D..'a temlik edildiğinden bahisle reddedildiğini belirterek iş bu işlemin iptali ile takas ve mahsup taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme'ce, takas ve mahsubu istenen alacağın davalı A.. D..'a temlik edildiği, takas itirazında bulunulabilmesi için alacakların kesinleşmiş ve karşılıklı olmasının zorunlu olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm şikayetçi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 188. maddesinde ''Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir. Borçlu, devri öğrendiği anda muaccel olmayan alacağını, devredilen alacaktan önce veya onunla aynı anda muaccel olması koşuluyla borcu ile takas edebilir.'' 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 167.maddesinde ise '' Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.'' hükmü düzenlenmiştir. Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecek, idiyse aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir .Bundan ayrı; HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili İcra Mahkemesi'nin yargılama usulü göz önünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak;1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması ve bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması,2- Alacağın ilama bağlanmış olması hallerinde nazara alınabilir.Borçlu takas talebini İcra Mahkemesi'ne beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu İcra Dairesine de yapabilir. Bu istem, takibin her safhasında bildirilebileceğinden herhangi bir süreye de tabi bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Başka bir anlatımla tarafların ilamdan kaynaklı ve herhangi bir nedenle yapılan takipte kesinleşmiş alacakları takas-mahsup konusu yapılabilir. İlamdan kaynaklanan alacağın takas mahsup edilebilmesi için icra takibine konu edilebilmesi şartı da yoktur.Somut olayda; Şikayetçi şirket tarafından borçlu H.. Ö.. aleyhine Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7005 esas sayılı dosyasında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu 24.301,40 TL alacak 02.05.2010 tarihinde kesinleşmiş, alacaklı vekili 13/06/2013 tarihli dilekçe ile borçlu H.. Ö..'in vekiledeni şirket aleyhine Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1605 esas sayılı dosyasında başlattığı ilamlı takipteki alacaklarına haciz konulmasını istemiş, İcra Müdürlüğü, Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1605 esas sayılı takip dosyasına konu 16.760 TL alacak 22.05.2013 tarihinde davalı A.. D..'a temlik edildiğinden istemin reddine karar verilmiştir.Şikayetçi alacaklının Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7005 esas sayılı takip dosyasındaki alacağı, Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1605 esas sayılı takip dosyasında yapılan temlik işleminden önce doğup kesinleştiğinden temlik alan A.. D..'a karşı da takas ve mahsup talep edilebilir.Bu durumda, Mahkeme'ce yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, gerektiğinde bilirkişiden de yararlanılmak suretiyle tarafların kesinleşmiş alacaklarından vekalet ücreti alacakları ve varsa daha önceki ödemeler dışında birbirinden takas ve mahsup edebilecekleri miktar belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.