Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, seyyar Milli piyango satıcısı olan katılanın yanına gelerek, elindeki sahte ikramiye listesini ve bileti gösterip son altı rakamına göre 500,00 TL ikramiye kazandığını söylemek sureti ile katılandan 500,00 TL değerinde bilet aldığı, bir süre sonra büfeye giderek çekiliş haftasına ait ikramiye listesinden elindeki bilet numarasını kontrol eden katılanın, kandırıldığını anladığı somut olayda; katılanın anlatımı ile sanığı teşhis ettiğine dair beyanı ve adli emanete alınan sahte ikramiye listesi ile bilete göre dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanık hakkında hükmolunan adli para cezası ile ilgili olarak uygulama yeri olmayan TCK'nın 50/1-a maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür. TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilirken aynı fıkranın “c” bendinde öngörülen velayet ve vesayet hakkına ilişkin kısıtlamaya hükmedilmemesinin infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiş, adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesine hükmedilmemesi ise aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.