Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1819 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 411 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/10/2014NUMARASI : 2014/198-2014/671İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağından dolayı tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece 306.860,72 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına, tahliyeye ve bu miktar üzerinden tazminata karar verilmiş karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalının tahliyeye ve itirazın kaldırılmasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacının alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanun'unun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı Kanun'un görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanun'unun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346.maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53. maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.Taraflar arasında düzenlenen 01.05.2012 başlangıç tarihli ve 29.10.2019 tarihine kadar geçerli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasındabir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 20.8 maddesinde "işletmecinin, işbu Sözleşme tahtında kendisine tahsis edilmiş Alan(lar)a ilişkin ödemesi gereken Tahsis Bedeli, Kullanım Giderleri, Ortak Giderlere Katılım Payı, temerrüt faizleri, cezai şartlar ve işbu Sözleşme kapsamında vadesi gelmiş ödenecek her türlü meblağlar da dahil olmak üzere herhangi bir parasal/ödeme yükümlülüğünü kısmen veya tamamen, zamanında ve tam olarak ödememesi halinde, kendisine ayrı bir ihbar veya ihtarda bulunulmasına gerek olmaksızın, Tahsis Bedeli tutarının Tahsis Süresi için tüm ferileriyle birlikte Temerrüt Hali'nin vukuundan itibaren muaccel hale geleceği...." kararlaştırılmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 346 maddesinin ikinci cümlesi, kira sözleşmelerine konulan muacceliyet şartlarını geçersiz kılmış isede, kiralanan yiyecek üretim ve satış alanı olup davalı kiracı da Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir sayılan Anonim şirket olduğundan sözleşmede kararlaştırılan muacceliyet şartını geçersiz kılan yasa hükmü 6353 Sayılı Kanunun 53.maddesi ile değişik 6217 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesi hükmü gereğince erteleme kapsamındadır. Bu durumda mahkemece tacir kiracı-şirket hakkında TBK.nun 346.maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı gözetilerek muacceliyet şartı gereğince istenen kiralar yönünden muacceliyet koşulunun geçerli olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdırSONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın tahliyeye ilişkin kısmının ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428 ve İİK'nın 366.maddesi uyarınca kararın itirazın kaldırılmasına ilişkin olarak BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıdan alınmasına, bozulan kısım için istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.