DAVA: Davacı,
kullanmadığı yıllık ücretli izinler karşılığı ücret alacağının tahsiline karar
verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde
davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik
Hakimi B. K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR: Davacı vekili,
2005 yılında iş sözleşmesi sona eren davacının çalışırken kullanmadığı yıllık
ücretli izinleri bulunduğunu belirterek, bu izinleri karşılığı ücret alacağının
davalı işverenden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren
vekili, zamanaşımı itirazı yanında, davacının izinlerini kullandığını,
kullanmadığı izinlerini ücretini de aldığını ve davacının işvereni ibra
ettiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan
yargılama sonunda alınan hesap raporuna itibar edilerek, davacının davalı
Kuruma bağlı işyerinde Toplu İş Sözleşmesi kapsamında çalıştığı süre içerisinde
bir kısım yıllık izinlerinin davalı işverence kullandırılmadığı, davalı
tarafından her ne kadar 14.2.2005 tarihinde davacının imzasının yer aldığı
ibraname dosyaya sunulmuş ise de ibranameyle fesih tarihinin aynı güne denk
geldiği, belgenin anılan tarih itibariyle imzalanması karşısında ibranameye
değer verilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta iş
sözleşmenin feshiyle aynı tarihte düzenlenen ve yıllık ücretli izni de içeren
ibranamenin geçerli olup olmadığı tartışma konusudur.
İbra sözleşmesi,
davanın açıldığı ve iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte yürürlükte olan 818
Sayılı Borçlar kanununda düzenlenmemiştir. Türk Hukukunda ibra sözleşmesi
1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı B.K.nda düzenlenmiş olup, kabul
edilen Kanunun 132. maddesi Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli
bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları
ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir hükmünü
getirmiştir.
İbranameyle ilgili
olarak diğer önemli bir düzenleme ise aynı kanunun 420. maddesinde yer
almıştır. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına dair ibra sözleşmesinin
yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en
az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve
miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve
banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri
veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva
etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri,
içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi,
ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
Bu hüküm 1.7.2012
tarihinde yürürlülüğe girecek olup belirtilen tarihten sonra düzenlenen ibra
sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Başka bir anlatımla
6098 Sayılı B.K.nun yürürlükte olmadığı bir dönem için ibranamenin geçerliliği
sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Feshi izleyen bir aylık süre içinde ibraname düzenlenememesi ve ödemelerin
banka kanalıyla yapılması zorunluluğu 1.7.2012 tarihinden sonra düzenlenecek
ibra sözleşmeleri için geçerlidir.
İbra sözleşmesi
çalışma ilişkilerinde ibraname adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır.
İbra sözleşmelerinin geçerliliği sorunu, İş hukukunda işçi yararına yorum
ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiş ve ağırlıklı olarak Yargıtay kararları
ışığında bir gelişim izlemiştir.
Dairemizin kökleşmiş
içtihatları çerçevesinde, iş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra
sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır
ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir
kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra
sözleşmesi imzalamaya yönelmesi mümkün olup, Dairemizin kararlılık kazanmış
uygulaması bu yöndedir.
İbranamenin geçerli
olup olmadığı 1.7.2012 tarihine kadar yürürlükte olan 818 Sayılı B.K.nun irade
fesadını düzenleyen 23-31. maddeleri yönünden de değerlendirilmelidir. İbra
sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın
veya 3. şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde, ibra iradesinden
söz edilemez.
Öte yandan 818 Sayılı
B.K.nun 21. maddesinde sözü edilen aşırı yararlanma (gabin) ölçütünün de ibra
sözleşmelerinin geçerliliği noktasında değerlendirilmesi gerekir.
İbranamedeki irade
fesadı hallerinin, 818 Sayılı B.K.nun 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak
düşürücü süre içinde ileri sürülmesi gerekir (Yargıtay 9. HD. 26.10.2010 gün,
2009/27121 E, 2010/30468 K). Ancak, işe girerken alınan matbu nitelikteki
ibranameler bakımından iş ilişkisinin devam ettiği süre içinde bir yıllık süre
işlemez.
İbra sözleşmesi,
varlığı tartışmasız olan bir borcun sona erdirilmesine dair bir yol olmakla,
varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesi mümkün
değildir. Bu nedenle, işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya
konu olması düşünülemez. Savunma ve işverenin diğer kayıtlarıyla çelişen ibra
sözleşmelerinin geçersiz olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 9. HD. 4.11.2010
gün 2008/37372 E, 2010/31566 K).
İbraname savunması,
hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olmakla yargılamanın her
aşamasında ileri sürülebilir (Yargıtay HGK. 27.1.2010 gün 2009/9-586 E, 2010/31
K.; Yargıtay 9. HD. 13.7.2010 gün, 2008/33764 E, 2010/23201 K.).
Dosya içeriğine göre
iş sözleşmesi 14.2.2005 tarihinde sona eren davacı işçiye tazminat ve
alacakları ödenmiştir. Davacı işçi bu haklarını alırken, aynı tarihte yıllık
ücretli izinde dahil olmak üzere
bilcümle haklarını tam ve noksansız aldım, işvereni ibra ederim beyanını
içeren ibranameyi imzalamıştır. İbranameyle ilgili düzenlemeler bu tarihte
yürürlükte bulunmadığından, fesihle aynı tarihte düzenlenmiş olması, ibranameyi
geçersiz kılmaz. Davacı ibranameye ihtirazı kayıt koymadığı gibi iradesinin
fesada uğratıldığını da iddia etmemiştir. İbranameye değer verilerek yıllık
ücretli izin alacağının reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar
verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan
kararın, yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz
harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine 17.06.2013 tarihinde oybirliği ile
karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2014/13262
KARAR NO : 2015/5108
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/626-2014/180
DAVACI :
DAVALI :
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da
mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payı devrinin geçerli olması için noterde ya da tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir.
S.. E.. ile A.. C.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2007 gün ve 303/457 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı mirasçıları tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Gecikmiş itiraz - Dilekçede itiraz nedenlerinin bildirilmemiş olması - özel sağlık raporu
Y A R G I T A Y İ L A M I İtirazYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu Y. hakkınd
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?