Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1811 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18119 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının .... numaralı aboneliğinin olduğunu,dönem borçlarını ödememesi nedeniyle toplam 37.041,08 TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, Bakırköy 10. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4920 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptalini, davalı tarafın % 20'den aşağı olmamak şartıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalı ... tarafından ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/4920 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 13.255,28 TL asıl alacak yönünden iptaline, davacı tarafın fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, icra takibinin 13.255,28 TL asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.Somut olayda; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan serbest mali müşavir bilirkişisinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı, bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, raporda, dava konusu bedeller denetime elverişli bir şekilde İSKİ Tarifeler Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre hesaplanmamıştır. Ayrıca raporda, davacı tarafça 13.877 TL tahakkuksuz borç hesaplandığı belirtilmiş, davacı taraf rapora itirazında; tahakkuksuz borç olarak nitelendirilen bedelin kaçak su kullanımına ilişkin olduğunu, tutanakların ibraz edildiğini belirtmiş olup, uzman bilirkişi heyeti tarafından, davalının ödemesi gereken bedelin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dava dosyasının önceki bilirkişi dışında su tüketim hesabı ve kaçak su kullanımı konusunda uzman olan mühendislerin de aralarında bulunduğu üç kişilik bilirkişi kuruluna verilmesi, davalının ödemesi gereken bedelin yönetmelikte belirtilen yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.