Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1811 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23413 - Esas Yıl 2012





506 Sayılı Kanun'un 53. maddesine göre, “..Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3'ünü yitirdiği Kurumca tespit edilen sigortalı, malullük sigortası bakımından malul sayılır.” Hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 109. maddede belirtilen procedure uyularak, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan, itiraz halinde ise Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla giderilmesi gereklidir. (5510 sayılı Kanunun 95. maddesi) Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan verilecek rapor ile Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınmalıdır.Somut olayda; davacının 03.07.2003 tarihinde maluliyet aylığı tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından sigortalı olarak işe başladığı anda maluliyeti gerektirir rahatzlığının bulunduğu gerekçesiyle talebinin reddedildiği, yargılama aşamasında Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 06.05.2011 günlü raporu ile çalışma gücünün 2/3 oranında kaybettiğinin, başlangıcının da 30.12.2010 tarihli üniversite hastanesi rapor tarihi olduğunun bildirildiği, davacının maluliyetin başlangıcına yaptığı itiraz üzerine, 27.02.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunda ise davacının beden çalışma gücünü 21.03.2002 tarihi itibariyle 2/3 oranında kaybetmiş olduğu sonucuna varıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp Kurumu 3.İh-tisas Kurulu raporları arasında çelişki bulunduğundan, belirtilen usul çerçevesinde maluliyetin başlangıcı yönünden Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alanırak çelişki giderilmelidir.Sigortalının maluliyetinin başlangıcı tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, davacı asil HMK.'nın 31.maddesi gereği isticvap edilerek talebi açıklattırılarak, mamullük aylığı tahsis talebi bulunup bulunmadığı belirlenmeli, tahsis talebinin varlığı halinde, “Malullük aylığından yararlanma şartları” başlığını taşıyan 506 Sayılı Yasa'nın 54. maddesinin “Sigortalının, malullük aylığından yararlanabilmesi için:..B) Toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması şarttır.” Hükmü gözetilerek, sigortalının toplam 1800 gün primi ödenmiş sigortalılığının bulunup bulunmadığı, “toplam prim ödeme gün sayısı x 360: toplam sigortalılık süresi” formülünden hareketle belirlenmeli, malullük aylığı şartlarının varlığı halinde, anılan Yasanın “Aylığın başlangıcı” başlığını taşıyan 56. maddesinin 1. fıkrasının “Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve malullük aylığına hak kazanan sigortalının aylığının ödenmesine, kendisinin yazılı isteğinden, malul sayılmasına esas tutulan raporun tarihi yazılı isteğini takibeden takvim ayından sonraki bir tarih ise bu raporun tarihinden sonraki ay başından başlanır.” Hükmü gözetilerek, malullük aylığı başlangıç tarihi belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇTemyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.