MAHKEMESİ : ...... Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkNitelikli dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın, kendisini ..... Özel Kalem Müdürü olarak tanıtarak, ..... olan müşteki .....’i arayıp, ilçede hayırsever cami yaptıran vatandaşların isimlerini istediği daha sonra İlçede cami ve kuran kursu yaptıran müşteki .......'u arayarak, kendisinin ... Valisi olduğunu, cami yaptıran kişilere Valilik tarafından plaket verileceğini söyleyerek, müştekiyi, düzenleyecekleri plaket törenine davet ettiği, müşteki ....., daveti kabul ettiğini, törene geleceğini ifade etmesi üzerine, sanığın, .... ilinde hasta olup yurt dışına gidecek bir çocuk içinde ayrıca yardım talebinde bulunduğu, müştekinin de bu isteme .... TL vereceğini beyan etmesi üzerine verilen hesap numarasına gönderilen parayı kısmen çektiği anlaşılan somut olayda; TCK'nın 158/1-a maddesindeki nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duyguların aldatma aracı olarak kötüye kullanılması gerektiği, sanığın, haksız yararı elde etmesinde kullandığı araç ve yöntemlerin doğrudan ve maksatlı olarak dince kutsal sayılan değerlere izafe etmediği ve bu nedenle eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 157/1.maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında, 158/1-a maddesi uygulanarak fazla ceza tayini,Kabule göre de;5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.