Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK’nun 82/1-2. maddesi gereğince, borçlunun; "Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya" haczolunamaz. Ancak, bunun için borçlunun haciz sırasında bir meslek veya sanatla uğraşıyor olması ve kendisi ile ailesinin geçimini anılan meslek ve sanatla sağlaması gerekir. Yukarıda yer verilen madde gereğince, haczedilemeyecek malların kapsamını tayin edebilmek için sanat sözcüğü ile eş anlamda kullanılmış olan meslek kavramını teşebbüsten ayıracak kıstasların açıklanması gerekir. Çünkü, borçlu bir meslek sahibi sayıldığı takdirde, bu mesleği ile ilgili alet, edevat ve kitapları haczedilemeyecek, aksine bir teşebbüs sahibi sayıldığı zaman, bu teşebbüsün malları sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir. Şikayet konusu incelenirken borçlunun yaptığı işte sermaye ile emeğin karşılıklı oranları tespite çalışılır ve emeğin değerinin, sermayenin değerinden daha fazla olduğu görülürse “bir mesleğin” varlığına, aksi takdirde “bir teşebbüsün söz konusu olduğuna” hükmedilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 02.12.1972 tarih ve 1972/572-974 sayılı kararı). Uygulamada, bu şekildeki incelemeye ekonomik kıstasın üstün tutulması adı verilmektedir. Somut olayda, borçlu H....San. Tic. Ltd. Şti. bir ticari şirket olup, kendisinin sermaye ağırlıklı makinaları haczedilmiştir. Borçlu şirketin faaliyetinin, sermayenin önem kazandığı teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekeceğinden, mahcuzların İİK'nun 82/1-2.maddesi kapsamında sayılan haczedilemeyecek mesleki eşya olarak kabulü mümkün değildir. Kaldı ki ancak gerçek kişiler meslek ve sanat sahibi olabileceğinden anılan madde hükmü de sadece gerçek kişi borçlular yönünden uygulanabilecektir. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.