Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17792 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2104 - Esas Yıl 2014
Davacı E.. C.. vekili Avukat Z.. İ.. tarafından, davalı E.. U.. aleyhine 29/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile ilişkiye girmesi eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini, davacının eşi ile aynı yerde çalıştıklarını, davacının iddia ettiği gibi bir ilişki bulunmadığını, açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacı yararına boşanma davasında aynı gerekçe ve neden ile manevi tazminata karar verildiği, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince yeniden manevi tazminata karar verilemeyeçeği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının eşine karşı boşanma davası açtığı, Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 2012/360-2013/1298 Esas Karar sayılı ilamından; boşanma dosyasında davalı eşin güven sarsıcı sözlü ve yazılı görüşmeleri ve hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanma kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Boşanma davasında davalı eş kusurlu bulunarak davacı lehine 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.Davalı ile davacının boşandığı eşi arasında bilgisayardan yapılan yazışmalar ve telefon görüşme dökümleri davacı yanca dosyaya ibraz edilmiş olup, içeriklerinden taraflar arasında yalnız iş ilişkisine dayalı değil duygusal anlamda da bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır.Şu durumda davalının, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek ilişkiye girdiği, eşinin davacıya karşı sadakat yükümlülüğü bulunduğu, davalının da eşin eylemine bilerek iştirak ederek davacının zarar görmesine neden oldukları, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41/2 maddesi gereğince sorumlu olduğu ve aynı kanunun 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar görenin dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahip bulunduğu, davacının boşandığı eşinin, boşanma ilamı ile birlikte 5.000 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği gözetilerek konusu ve hukuki sebebi aynı olan eldeki davada, boşanma davasında hüküm altına alınan tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere uygun tutarda bir tazminat ödetilmesi yerine istemin tümden reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.