Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17764 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12554 - Esas Yıl 2014





T.. A.. ve müşterekleri ile A.. K.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen dair Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.04.2013 gün ve 424/465 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı D.. A.. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava dilekçesinde ayrıntılı olarak belirttiği dava konusu 1717 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatların vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Bir kısım davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalılar duruşmaya gelmedikleri gibi herhangi bir savunmada da bulunmamışlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, .. köyü 1717 parsel üzerinde yer alan 28 m2 taban alanlı tek katlı 1 adet evin, harçsız örülen 272 m2 taş duvarın ve yaşları ile adetleri hükümde ayrıntılı yazılı ağaçların davacı A.. Ç..'ye, aynı parsel üzerinde yer alan 59 m2 taban alanlı tek katlı 1 adet evin, harçsız örülen 483 m2 taş duvarın, yaşları ile adetleri hükümde ayrıntılı yazılı ağaçların davacı F.. A..'e, aynı parsel üzerinde yer alan 56 m2 taban alanlı tek katlı 1 adet evin, harçsız örülen 467 m2 taş duvarın, yaşları ile adetleri hükümde ayrıntılı yazılı ağaçların davacı M.. A..'e, aynı parselde yer alan harçsız örülen 215 m2 taş duvar ile yaşları ile adetleri hükümde ayrıntılı yazılı ağaçların davacı E.. A..'e aidiyetinin tespitine, davacıların diğer taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı D.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki evler, meyva ağaçları, taş duvar ve dolguların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesine ilişkindir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında işin esası yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından davalı D.. A..'in aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.Dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, davanın açılmasında derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunması nedeniyle güncel hukuki yararın bulunduğu ve kabule konu muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiği/dikildiği de kanıtlandığına göre; mahkemece hükümde gösterilen muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi; muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; mülkiyet tespiti olarak anlaşılabilecek şekilde muhdesatların davacılara aidiyetinin tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır.3- Dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu 1717 parsel sayılı taşınmazlar davacılar ile davalılar adına tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır. Dava değeri ise; zemin bedeli hariç olmak üzere muhdesatın davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir. Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nun 326/2. maddesi uyarınca davacının sarfettiği yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapudaki payları oranında sorumlu olacağı şekilde karar verilmesi gerekirken, bu giderler ve vekalet ücretinden tapu payları dikkate alınmaksızın davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda (2), ve (3) numaralı bentlerde gösterilen sebeplerle davalı D.. A.. yönünden 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca temyiz eden davalı D.. A.. yönünden BOZULMASINA, davalı D.. A..'in diğer temyiz itirazlarının ise, yukarıda (1). bentde gösterilen sebeple REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine, 119,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden D.. A..'e iadesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.