Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17703 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 64 - Esas Yıl 2015
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların 12.09.2010 tarihinde evlendiklerini, Aydın Aile Mahkemesinin 2011/136E ve 2011/1475K no.lu dosyası ile boşandıklarını, taraflar evlenirken davalının müvekkiline her biri 20 gr olmak üzere 5 adet burma bilezik, 1 adet 22 ayar 20 gr burma bileziği düğün hediyesi olarak yaptığını, daha sonra davalının borçları nedeniyle bu altınları bozdurduğunu iddia ederek aynen iadesi, mümkün değil ise dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte 9.500TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalı taraf her ne kadar cevap dilekçesinde altınların davacı tarafından götürdüğüne ilişkin savunma yaparak bu amaçla tanık bildirmiş ise de bu tanıkların dinlenmesi için gerekli olan talimat masraflarını, tanık ücretlerini yatırmadığı, dosya yetkisizlik kararı ile geldikten sonra da davalı tarafından bir başvuru yapılmadığı, bu nedenle bildirilen davalı tanıklarının dinlenmediği, davacı tanık beyanlarına itibar edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 6 adet her biri 20'şer gramdan 22 ayar burma bilezik bedeli olan 9500TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 129.maddesine göre cevap dilekçesinde; davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği açıkça belirtilmelidir.137.maddeye göre; dava ve cevap dilekçelerinin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar.240. maddesine göre ise; tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez.Anılan hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı cevap dilekçesi ile tüm delillerini bildirecek, varsa dinlenmesini istediği tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunacak, mahkemede ön inceleme aşamasında tarafların bildirdiği delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacaktır.Somut olayda; davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile dinletilmek istenen tanıkların isim ve adresleri bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece, davalı tarafa dinletmek istediği tanıkların duruşmaya davet edilmesi ya da talimat yoluyla dinlenilmesi için gerekli masraflar bildirilerek, bu masrafın yatırılması için süre verilmemiş, bu hususun yerine getirilmesi için davalı tarafa herhangi bir ihtarda bulunulmamış, böylece 6100 sayılı HMK'nun 27.maddesi anlamında davalının hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanmış bulunmaktadır.Mahkemece yukarıdaki kanun hükümleri göz ardı edilerek, davalının hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde yanılgılı değerlendirme vee yukarıdaki gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.