Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.09.2011 tarih ve 2008/215-2011/182 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04.10.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ile davalılardan K.G vekili Av. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin www.i....-g.....gen.tr alan adının sahibi olduğunu, inşaat sektöründeki firmaları tanıtan veri tabanının bu web sayfası ile umuma iletiminin sağlandığını, eser mahiyetinde bir veri tabanı olduğunu, davalılardan K.G’in izinsiz olarak www.i....s.....com alan adını kendi adına tescil ettirdiğini, diğer davalıya ait tanıtım bilgilerine yer vererek müvekkiline ait veri tabanının müvekkili adını çıkarıp değişiklik yapmak suretiyle aynen umuma iletimini sağladıklarını, bu şekilde müvekkillinin malî ve manevî haklarını ihlâl ettiklerini, davalıların bu eylemi ile haksız ticari gelir de elde ettiklerini, bir yandan müvekkiline ait veri tabanını aynen kopyalayıp diğer yandan da müvekkili iş modellerini kendi iş modelleri olarak kullandıklarını, davalılardan Koray'ın bir dönem müvekkili şirket tarafından bazı teknik işlerin yapılması için görevlendirilen kişi olduğunu, müvekkiline ait bilgileri ve veri tabanı ile oluşturulması için gerekli bilgileri bu şekilde öğrendiğini, davalıların eyleminin Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2008/19 D.iş sayılı dosyasında 19.06.2008 tarihinde yapılan delil tespiti ve düzenlenen rapor ile teyit edildiğini ileri sürerek, davalıların haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine ve men'ine, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet nedeniyle TTK'nın 58/e maddesi uyarınca 10.000 TL manevî tazminatın, FSEK'nın 70 maddesi uyarınca 40.000,00.-TL manevî tazminatın ve FSEK'nın 68. maddesi uyarınca 5.000,00 TL manevî tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı K.G vekili, ortada davacın üzerinde hak sahipliği iddia edebileceği bir eser bulunmadığını, davacının tüzel kişi olarak eser sahibi olamayacağını, davacının hem FSEK ve hem de TTK hükümleri uyarınca ayrı ayrı manevi tazminat istemesinin mümkün olmadığını, TTK'nın 4/1. maddesi uyarınca görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, www.i....s.....com ibareli alan adını taşıyan web sayfasının müvekkilinin emeği ile vücuda getirildiğini, davacı web sayfasındaki verilere ihlâl oluşturmadığı gibi haksız rekabet de yaratmadığını, benzerliklerin inşaat sektöründe faaliyet gösteren firma bilgilerinin ortak olmasından kaynaklandığını, davacının web sayfasındaki verilerin sektörde çok yaygın biçimde yayınlanan inşaat ve yapı kataloglarında bulunan kategori ve içeriklerden oluşturulduğunu, herhangi bir hususiyet taşımaksızın bir araya getirildiğini, veriler üzerinde bir hak elde edilmesinin mümkün olmadığını, delil tespiti ile düzenlenen raporun ihlâli yansıtmadığını, firmalardaki ID uzantılarının çakışmasının tamamının kopyalandığına karine oluşturmayacağını, davacının kullandığı iş-gelir modelinin internet üzerinde yaygın olarak kullanılan bir model olduğunu ve davacının vücuda getirdiği bir sistem olmadığını ifade ederek, davanın reddini istemiştir.Davalı şirket vekili, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının Türkiye İnşaat Kataloğu'nun tasarım kısmında hem davacı hem de diğer davalı K.G'in isminin bulunduğunu, yargılama konusu www.i....s.....com alan adını taşıyan web sayfasının müvekkiline ait olmadığını, diğer davalı K.G'e ait olduğunu, alan adını da adı geçenin aldığını, herhangi bir içerik sağlayıcı konumda olmadıklarını, diğer davalı K.G’in bu web sitesini müvekkiline satmak istediğini, sitenin işlevselliğini belirlemek açısından anılan sitenin incelemeye alındığını, demo olarak kurulumunun yapıldığını, ancak satın alınmadığını, müvekkili şirketin adını koymaları için izin verildiğini, uyuşmazlık çıkınca eyleme son verildiğini ifade ederek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 19.06.2008 tarihinde düzenlenip, Ankara 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2008/19 d.iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, web sayfası içeriğindeki firma bilgilerinin yazım şekli ve yazı formatlarının farklı olmasına karşın, ID adreslerinin aynı olduğu, farklı veri tabanına sahip iki sitenin ID numaralarının çakışmasının mümkün olmadığı, ya aynı kişi tarafından yahut kopyalanması suretiyle bunların eşleşebileceği, ID adresi tutan verilerde sunum şekli değiştirilmesinin kolaylıkla yapılacak bir iş olduğunun mütalâa edildiği, ancak davalı web sayfasının içeriğinin tamamının elektronik veya fiziki olarak tespitinin yapılmadığı, bilirkişi raporlarında bu tespitin, iddianın doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeterli bir emare olduğunun, ancak ihlâlin boyutunun tam olarak göstermeyeceğinin ifade edildiği, bu nedenle FSEK'in 76/2 maddesi uyarınca elde edilen kanıtlar iddianın doğruluğu hakkında yeterli derecede delil olarak değerlendirilerek, davalılardan www.i....s.....com alan adlı web sayfasında umuma iletimi gerçekleştirilen ancak delil tespitinden sonra kaldırılan ve artık ulaşılamayan ve davalılar tarafından herhangi bir ihlâl oluşturmadığı savunulan veri tabanının tamamını sunmaları, aksi hâlde davacıya ait tüm veri tabanının kullanılmakta olduğu yönünde karinenin nazara alınacağı ihtimali olduğu ihtar edildiği, her iki davalının da bu ihtara ve isteme rağmen değişik gerekçelerle kullandıkları ve umuma iletimini sağladıkları veri tabanını sunmadıkları, davalı K.G’in ihlâl iddiasına konu veri tabanını vücuda getirerek ve kendi adına tescil ettirdiği ve web sayfasını umuma ileten kişi olduğu, diğer davalı şirketin ihlâl konusu verileri içeren web sayfasını benimseyerek, kendi unvan, adres ve iletişim bilgilerini koyarak umuma iletimine katılan konumunda olduğu, her iki davalının web sayfasının iletimde kaldığı süre boyunca eylemi birlikte gerçekleştiren konumunda bulundukları, davacı şirketin ihlâl konusu veri tabanının sahibi olmadığı, sadece malî haklarının veya kullanım yetkisinin sahibi olduğu, FSEK'nın 70/1. maddesi uyarınca adın gösterilmemesi ve eserin değiştirilmesi olgularına istinad eden manevî hakların ihlâli nedenine dayalı manevî tazminat davasının yalnızca eser sahibi gerçek kişiler tarafından açılabileceği,eserle ilgili malî hakların sahibi yahut manevî hakları kullanma yetkisi olan tüzel kişilerin manevî hakların ihlâli vakıasına dayalı manevî tazminat isteminde bulunamayacakları, bu nedenle davacının FSEK'nın 70. maddesine dayalı manevî tazminat isteminin kabul edilemeyeceği, davacı ve davalı şirketin tacir oldukları, davalıların eyleminin iktisadi rekabetin iyiniyetli olmayan davranışlarla kötüye kullanımı, bu beyanda haksız rekabet oluşturduğu, zira davacının iş mahsullerinin iltibasa neden olabilecek derecede benzerlerinin ticarî etki doğuracak biçimde kullanıldığı, TTK'nın 58. maddesi uyarınca haksız rekabet nedeniyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz bulunan davacının fiilin haksız olduğunun tespitini, haksız rekabetinin önlenmesini, men'ini ve haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasıyla manevî tazminat isteminde bulunabileceği, bu nedenle davacının anılan yöndeki istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, manevî tazminat miktarının eylemin niteliği, ulaştığı çevre, veri tabanının orijinalliğinin derecesi, oluşturulması için gösterilen çabanın büyüklüğü ve ihlâlin devam süresi nazara alınarak 5.000,00 TL olarak belirlenmesinin hakkaniyete uygun olduğu, eyleme yukarıda belirtildiği biçimde doğrudan katılan, davacı ve iş mahsullerine haberdar olduğu anlaşılan davalı şirketin de tıpkı diğer davalı gibi kusurlu olduğu ve tazminattan sorumluluğunun bulunduğu, davalıların eylemlerinin ayrıca eser mahiyetindeki veri tabanının çoğaltılması ve internet yoluyla umuma iletilmesi mahiyetinde olduğu, eserle ilgili malî haklara veya kullanım yetkisine sahip olan tüzel kişilerin de -tıpkı eser ve malî hak sahibi gerçek kişiler gibi- malî haklarının ihlâli vakıasına dayalı FSEK'nın 68. maddesinde gösterilen telif tazminatı isteminde bulunabilecekleri, davacı vekilinin de bu talepte bulunduğu, davacının bu veri tabanı ile ilgili sunduğu bir rayiç bedel veya sözleşmenin bulunmadığı, FSEK'nın 68. maddesi uyarınca telif tazminatının miktarının, ihlâli gerçekleştirenler kusursuz dahi olsa, somut olayın şartlarına göre ihlâl konusu eserin niteliği, vücuda getirilmesi için gösterilmesi gereken emek ve fikri çaba, ihlâlin nicelik ve niteliği ile eylemi gerçekleştirenlerin kusur derecesi gibi kriterler nazara alınarak belirlenmesinin gerektiği, yargılama konusu veri tabanının inşaat sektöründeki firmaların bilgilerini içerdiği, oluşturulması için gösterilecek fikrî çabanın diğer eser türlerine göre daha düşük seviyede bulunduğu, ihlâlin internet ortamında gerçekleştiği, ancak veri tabanının internette ulaşılabilecek şekilde anılan web sayfasında kısa bir süre kaldığı ve sonra kaldırıldığı, farazi sözleşme bedeli olan telif tazminatının üç katının FSEK'nın 66/son maddesi hükmü de nazara alınarak 5.000,00 TL olarak saptanması hakkaniyete, usul ve yasaya uygun olacağı, farazi sözleşme bedeli olan telif tazminatının tüm verilerin bir araya getirilmesi karşılığı yapılanlar ile yönetim giderlerini içermeyeceği, zira anılan veri tabanının haklarının işbu karara rağmen davacıya ait olmaya devam ettiği, aksi hâlde veri tabanının malî haklarının devri karşılığı olan bedelin tahsiline gidilmiş olacağı, bu nedenle bilirkişilerin bu yöndeki tespitlerine katılma olaylarının bulunmadığı, davalıların, ilk defa davacı tarafından vücuda getirilmiş bir iş modelini kullandıkları iddiasının ispat olunamadığı, davanın eser niteliğinde olduğu iddia olunan veri tabanına ilişkin bulunduğu, veri tabanları ve korumasının FSEK'da düzenlendiği,FSEK'nın düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan uyuşmazlıklarının fikri ve sınaî haklar mahkemelerinin görevinde bulunduğu, bu nedenle görev itirazlarının kabulüne olanak bulunmadığı, gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalıların, davacıya ait web sayfasındaki veri tabanını alıp www.i....s....com alan adını taşıyan web sayfasında umuma iletmelerinin iktisadi rekabetin iyiniyetli olmayan davranışlarla kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davalıların eylemlerinin haksız rekabet yarattığının tespitine, haksız rekabetlerinin önlenmesine, men'ine, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, FSEK'nın 68. maddesi uyarınca 5.000,00 TL maddî tazminat ile TTK 58/e maddesi uyarınca 5.000,00.-TL manevî tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin sair istemlerin reddine, karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Davalılar vekilleri tarafından verilen temyiz dilekçeleri, davacı vekiline 23.11.2011 günü tebliğ edilmiş ve hüküm, katılma yolu ile temyiz için öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 07.12.2011 tarihinde temyiz edilmiştir. 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas,1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı'nda, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davacı vekilinin HUMK'nın 432/4 ncü maddesi uyarınca,temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı İ. Yazılım Ltd. Şti. vekilinin tüm, davalı K.G vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.3- Ancak, davacı tarafça dava dilekçesinde FSEK’nın 70. maddesi kapsamında 40.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmiş ve mahkemece söz konusu istemin reddine karar verilerek bu kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı Koray lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı İ... Yazılım Ltd. Şti. vekilinin tüm, davalı K.G vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın hüküm fıkrasının 7. bendinden sonra gelmek üzere, “kendisini vekille temsil ettiren davalı Koray lehine 1.650 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline” ibaresinin konulmasına, kararın işbu düzeltilen şekli ile ONANMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan K.G'e verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ve davalı İ... Yazılım Bilg. Elek. İlet. Dan. ve Rek. Hizm. Ltd. Şti.'den alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı K.G'e iadesine, 04.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.