Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 176 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22734 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti.. ile Hazine ve .. aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kısmen kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.12.2012 gün ve 687/1256 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davalı .. vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava dışı 118 ada 29, 30 ve 40 parsel sayılı taşınmazların bitişiğinde bulunan ve ... sulama kanalı projesi kapsamında kalan dava konusu tapulama harici alanda bulunan ağaçların vekil edeni tarafından yetiştirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılar ... vekili ve Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 16.03.2012 tarihli fen bilirkişileri ...tarafından oluşturulan raporda "A, B ve C harfleri ile gösterilen alanlarda bulunan ağaçların davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm, davalılar ... vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davalı Hazine vekili tarafından hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dava; tapulama harici bırakılan taşınmaz üzerindeki ağaç niteliğindeki muhdesatların tespiti isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu ağaç niteliğindeki muhdesatların davacı tarafından yetiştirildiğinin tespit edildiğine, davaya konu tapulama harici bırakılan alanın kamulaştırma işlemi kapsamında kaldığının anlaşıldığına göre, davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez (TMK.684.m.). Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhtesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhtesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiyeait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ancak, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhtesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhtesatların meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhtesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, Mahkemece, sadece muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde ise de, yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden, hüküm yerinin birinci fıkrasından “…. ağaçların davacıya ait olduğunun tespitine,…” sözlerinin çıkarılmasına, yerine “…ağaçların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA,Davalı ... vekilinin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,Kural olarak taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki, davacı taraf dava dilekçesinde taşınmaz malikini temsilen ... ile birlikte taşınmaz maliki olmayan, kamulaştırma işlemini yapan ...nü de hasım göstererek dava açmıştır. Aleyhine dava açılan ... taşınmazın maliki olmadığı gibi, davanın açılmasına sebep olacak bir eylemde de bulunmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece davalı olarak gösterilen ...ne karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Davalı... vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 33,70 TL peşin harcın istek halinde davalı DSİ'ye iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.