Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1757 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2418 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının kaçak elektrik kullandığını, tutanak tutulduğunu, başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .Davalı duruşmada; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; yargılama sürerken bilirkişi kurulundan rapor alınabilmesi için bilirkişi ücretinin ödenmesi amacı ile davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmiş, bir sonraki duruşmada, gider avansının kesin sürede ödenmediği gerekçesi ile, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; kaçak elektrik bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece gider avansı kabul edilerek, değerlendirme yapılan bilirkişi ücretinin, dava şartı olan gider avansı mı yoksa delil avansı mı niteliğinde olduğu noktasında toplanmaktadır.Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda davacıdan gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değilken, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114/g maddesinde, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak, gider avansının alınması kuralı, 1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalara da uygulanır.6100 sayılı HMK’nın 120/2. maddesinde gider avansının yatırılması için mahkemenin davacıya iki haftalık kesin süre vermesi ve 115/2.maddesi uyarınca dava şartı olan gider avansının yatırılmaması halinde, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği düzenlenmiştir.HMK’nın 324.maddesine göre ise, taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45.maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır. Gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiş olduğundan, Yönetmeliğin 45.maddesinin 1.fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları uyumlu değildir. Bu durumda, Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddelerine göre yorum yapılmalıdır.HMK’nın gider avansına ilişkin 120.maddesi ile delil avansına ilişkin 324.maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının yatırılmaması ile delil avansının yatırılmamasının farklı hukuki sonuçlara bağlandığı dikkate alındığında; gider avansının tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak yoktur. Bu durumda; dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir.Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.Somut olayda, davacı tarafın yatırması gereken bilirkişi ücreti, niteliği itibariyle gider avansı değil, delil avansı mahiyetinde olduğundan, kesin süre içinde yatırılmaması davanın usulden reddini gerektirmez. Taraf belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilinden vazgeçmiş sayılır. Mahkemece, davacının bilirkişi delilinden vazgeçtiğinin kabulü ile mevcut delillere göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.