Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17560 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1614 - Esas Yıl 2014





Davacı A.. K.. tarafından, davalılar F.. A.. vd aleyhine 31/07/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı F.. A.., duruşmasız olarak incelenmesi de diğer davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, İstanbul Adli ve İdari Yargı Mahkemelerinde Hukukçu ve Aktüerya konusunda bilirkişilik yaptığını, İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin 2010/120 Esas sayılı "Engin Ceber davası" olarak bilinen dosyada maddi destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapmak üzere bilirkişi olarak görevlendirildiğini ve 17/01/2012 tarihli raporunu mahkemeye sunduğunu, raporun açıklanmasından sonra Engin Ceber isminin kamuoyunda tanınması nedeni ile çok sayıda haber ve yayınlar yapıldığını, H.. G.. 17/02/2012 tarihli sayısında yayınlanan davaya konu köşe yazısında kullanılan "dangalak" kelimesinin kişilik haklarına haksız saldırı teşkil ettiğini beyanla uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.Davalılar, davacının hedef alınmadığını, yazının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun olarak kaleme alındığını, ifade özgürlüğüne uygun olduğunu, hakaret ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığını, eleştiri niteliğinde olduğunu, manevi tazminat isteme şartlarının oluşmadığını beyanla haksız davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkınıetkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Davaya konu olan olayda; basın özgürlüğünün sınırları aşılarak davacının Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmuş olup, olay tarihi, olayın gelişim şekli, haberin güncel olması,kullanılan kelimenin ifade ettiği anlam ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat fazladır, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzerer kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.