Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17352 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 3587 - Esas Yıl 2011





Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, 29.11.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat davasının reddine manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, davacının iş kazası neticesinde %30 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, 30.03.2009 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda %60 oranında davalı işveren %40 oranında ise davacı kazalının kusurunun olduğu belirtildiği, aynı olay içerisinde yaralanan dava dışı kazalı C'nin Ankara 14. İş Mahkemesi'nde açtığı tazminat davasında alınan kusur raporunda işveren T.....T.....A.Ş.'ne %50 oranında kusur atfedildiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerince hazırlanan raporda ise davalı işverenin anılan olayda %50 kusurunun bulunduğu belirtildiği, mahkemece birbiri ile çelişen bu kusur raporları arasındaki mübayenetin giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.Ayrıcı Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinme-miştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23.06.2004, 13/291-370)Somut olayımızda mahkemece hükme esas alınan 30.03.2009 tarihli kusur raporu ile aynı olay nedeniyle düzenlenen ve ayrıntısı yukarıda belirtilen kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de hükmolunan manevi tazminat fazladır.Yapılması gereken iş bu iki rapor arasındaki kusur oranları bakımından oluşan çelişkinin giderilmesi için yine iş güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden davaya konu iş kazasında ilgililerin kusur oranları bakımından yeniden rapor almak ve çıkacak sonuca göre maddi ve manevi tazminat davaları bakımından yeniden bir karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇHükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.