Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1732 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 12255 - Esas Yıl 2011
Davacı, kayden maliki oluduğu 10 parsel sayılı taşınmazın otopark olarak kullanımı için davalılara 9 aylık süre ile kiralandığını, sürenin dolması ile birlikte kira ilişkisinin sona erdiğini, davalıların fuzuli şagil olduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiş, birleşen dava ile de davalıların haksız kullanımlarının devam ettiğini belirtip 16 aylık dönem için ecrimisil istemiştir.Davalılar, geçerli kira sözleşmesi bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle davalı şirketin fuzuli şagil olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı şirket vekillerince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2012 Salı günü için yapılan Tebligat üzerine temyiz eden vekili ile diğer temyiz edenler vekili geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen veklillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:KARARAsıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava ise ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshedildiği benimsenerek asıl ve birleşen dava yönünden ecrimisile karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu kargir ev ve dükkan nitelikli 10 parsel sayılı taşınmazda üçüncü kişilerle birlikte davacının paydaş olduğu, davalıların taşınmazca mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı, taşınmazın otopark olarak kullanılması için 9 ay süre ile kiralandığını, ancak kira süresinin sona erdiğini ve davalıların fuzuli işgal olduklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil birleşen dava ile de; asıl dava tarihinden sonraki döneme ilişkin ecrimisil istemişler, davalılar ise davacı ile imzalanmış geçerli bir kira sözleşmesi bulunduğunu, belirsiz süreli yenilendiğini ve fuzuli şagil olmadıklarını savunmuşlardır.Gerçektende; davacı ile davalı şirket arasında 1.4.2004 tarihli 9 ay süreli adi yazılı kira sözleşmesi imzalandığı, diğer davalının da kefil olarak sözleşmede yer aldığı görülmektedir. Esasen başlangıçta kira ilişkisinin varlığı hususunda yanlar arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.Ancak, 22.01.2007 tarihinde noterde düzenlenen ihtarname ile kira sözleşmesinin 01.01.2005 tarihinden itibaren birer yıllık periyotlarla uzadığı aylık kiranın 01.01.2007 tarihinden itibaren 4.000.00 TL. olduğu davacı tarafından davalılara ihtar edilmiş, aynı şekilde 22.02.2007 tarihinde düzenlenen ihtarnameyle de benzer açıklamalarda bulunmuş, ayrıca kira artışı yapılmadığından kira artırım davası ya da tahliye davası açılacağı ihtar edilerek 28.02.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir.Öte yandan, davalı şirketin davacıya ait İş Bankasındaki hesabına 14.02.2005 tarihinden itiaren değişik tarihlerde kira ödemesi adı altında ödemeler yapıldığı ve en son 09.01.2008 tarihinde 1.850.00 TL. kira ödemesi yapıldığı da kayden sabittir.O halde, yanlar arasındaki ilişki BK'nın 248 ve müteakip maddelerindeki adi kira ilişkisidir. Başlangıçtaki süreli kira sözleşmesi sonradan süresiz hale gelmiştir. Bu durumda, anılan yasanın 262. maddesi gereğince feshi ihbar edilmeden kira akdinin sona erdiğinden ve davalıların fuzuli şagil olduğundan söz edilemez.Hal böyle olunca mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalı şirketin ec-rimisilden sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi; kabule göre de el atmanın önlenmesi isteği bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetli değildir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 Sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğinceBOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.