17. Hukuk Dairesi 2014/1172 E. , 2014/1719 K.TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT YETKİLİ MAHKEME SEÇİMLİK HAKHUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 6HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 7HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 16KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 110
"İçtihat Metni"Davacı
vekili, müvekkilinin işleteni olduğu araçla davalıların işleten,
sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazasında
davacının aracının hasarlandığını belirterek fazlaya dair haklarını
saklı tutarak toplam 28.000,00.-TL maddi ve 2.000,00.-TL manevi
tazminatın sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere
olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiş
talep etmiştir.Davalı A...Gıda Oto Tic. ve San. Ld. Şti. ve İ.. Ş..
vekili, yetkili mahkemenin davalıların yerleşim yeri olan Çorum Asliye
Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı
H... Sigorta A.Ş. vekili, zararın karşılandığını ve sorumluluklarının
kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,
iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; haksız fiilin gerçekleştiği
yer olan kaza yeri mahkemesinin tüm davalılar bakımından ortak yetkili
yer olduğu, HMK'nin 7/I. maddesininde de ortak yetkili mahkemenin
bulunması halinde davanın burada görülmesi gerektiği gerekçesi ile
davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm
davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.1086
sayılı HUMK'nın 9. maddesinin 2. fıkrası; "Davalı birden fazla ise,
dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki,
kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi
taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak
davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir
mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle
anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı
verir" hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6, 7). Yine aynı
Yasa'nın 21. maddesinde ise "Haksız bir fiilden mütevellit dava o fiilin
vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir" hükmü yer almaktadır
(HMK m. 16). Diğer taraftan, 2918 sayılı KTK'nun "Hukuki Sorumluluk ve
Sigorta" başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde "Ortak Hükümler"
ana başlığı altında "Yetkili Mahkeme" alt başlıklı 110. maddesinde ise;
"Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar,
sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan
acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği
gibi,kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir" ifadesine yer
verilmiştir. Bilindiği gibi ilke olarak bir davada, davalı sayısı
birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde
açılabileceği gibi (HMK m. 7/I; HUMK'nın m. 9/II.c.1), aynı Kanun'un 16.
maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği,
zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin
yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle
2918 sayılı KTK'nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından
dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu
sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile
birlikte açılması halinde hem bu kanun hemde HUMK'nın 9. maddesi (HMK m.
6) uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de
açılabilir. KTK'nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku
bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki
kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK'nin haksız
fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK'nin 7/I-2.
cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Yasa
koyucunun maddenin düzenlenmesinde ortaya koyduğu gerekçeden de bu durum
anlaşılmaktadır. Adalet Komisyonu Gerekçesinde de haksız fiilden doğan
davalarda uygulamada ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak
haksız fiilin işlendiği yer dışında zararın meydana geldiği yer, gelme
ihtimalinin bulunduğu yer ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de
dikkate alınarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olarak
kabul edilmiştir. Bu anlamda dava sebebi olan haksız fiil halinde dahi
HMK'nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak
davacıya bir seçimlik hak tanımmış olması gözönüne alındığında bu
maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız
fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme
olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu anlamda dava sebebi olan
haksız fiil halinde dahi HMK'nin 16. maddesi gereğince birden fazla
mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanımmış olması
gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I.
maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için
kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK'nin 6. maddesinde
düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki bir
yoruma katılmak mümkün değildir. Bir dava için birden fazla ( genel
ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava
açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel
ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir
mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut
olayda, işleten, sürücü ve trafik sigortacısına yöneltilen davada, dava
6100 sayılı HMK'nin 16. maddesinde belirtilen zarar gören davacı M..
Ö..'ın yerleşim yerinin bağlı olduğu adli yargı yerinde açılmış olması
bakımından yetki itirazının reddiyle işin esasına girilerek tarafların
iddia, savunma ve delilleri toplanarak varılacak sonucu göre karar
verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi
doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan
nedenlerle davacı M.. Ö.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden
davacıya geri verilmesine 13.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar
verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da
TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME
Taraflar arasındaki "oda kaydının silinmesine dair işlemin iptali, üyelik kaydının devam ettiğinin ve davacının taksi durağında hak sahibi olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine dair verilen 06.09.2012 gün ve E:2
Borçlunun adi ortaklık payının haczi mümkün olmayıp ancak semerelere ve tasfiye payına haciz konulabilir
MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/274 E-2013/479 K.Taraflar arasındaki “icra memuru işleminin kanun yolu ile iptali isteminden" dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin reddine dair verilen 17.07.2012 gün ve 2012/686
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?