Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1707 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25283 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkDolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık ..... hakkında verilen mahkumiyet hükmü, sanığın bildirdiği adrese Tebligat kanunu 35. maddeye göre tebliğ yapılmış ise de, 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı kanunla değişik Tebligat Kanunun 35/2. maddesine göre, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi araştırılmadan yapılan tebligat usule uygun olmadığından, sanığın eski hale getirme talebini de içeren temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabulü gerektiği ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK'un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğu cihetle yapılan incelemede temyiz istemi öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilip temyiz talebinin reddine ilişkin 09/02/2012 tarihli ek karar kaldırılarak, yapılan temyiz incelenmesinde;5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi nedeniyle koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Sanıkların, katılana ait kuyumcu dükkanına gelerek sahte künyeyi 1460 TL karşılığında satmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; dosya kapsamına göre, sanıkların mahkumiyetlerine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;a) 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,b) Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle ve ayrıca, hüküm fıkralarından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “150 gün”, “50 gün” ve “1.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “1 gün” ve “20 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.