Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1703 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1057 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Çanakkale Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/10/2013NUMARASI : 2013/335-2013/1138Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira farkı ve işlemiş faiz alacağının tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından vekalet ücretine hasren ve davalı vekili tarafından hükmün esasına yönelik olarak temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı- kiracının mülkiyeti davalıya (kiraya verene) ait olan taşınmazda kiracı olduğunu, kira bedelinin Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/71 Esas ve 2008/585 Karar sayılı ilamı ile 01.06.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 8.300 TL olarak ödenen kira bedelinin 13.500 TL olarak tespit edildiğini, kararın 08.06.2009 tarihinde kesinleştiğini, davalı tarafın 03.08.2009 tarihinde Çanakkale 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5998 Esas sayılı takip dosyası ile 01.06.2005 tarihinden itibaren 03.08.2009 dahil 50 aylık kira farkı 275.000 TL ve işlemiş faizi olarak 54.985,92 TL nin tahsili için icra takibi başlattığını, icra takibinde istenen 50 aylık kira farkının 5.200 TL den toplam 260.000 TL olması gerektiği ve kira farkı alacaklarına ancak kira tespit kararının kesinleşmesinden itibaren faiz yürütülebileceği halde davalı tarafından kira tespit kararının kesinleştiği 08.06.2009 tarihinden itibaren 3575 TL faiz hesaplanması gerekirken fazla faiz talep edildiğini belirterek 15.000 TL kira farkı ve 51.610,92 TL faiz borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, kira bedelinin tespitine ilişkin ilamın kesinleşmesinden sonra tespite konu kira farkları ve faizi için takip başlattığını, davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini ve davacının inkar tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kira tespit kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.06.2009 tarihli karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karar tarihinde kesinleştiği kabul edilerek faiz hesaplanmıştır. Oysa kira tespit kararlarının karar düzeltmeyetabi olmadığı bu durumda Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.02.2009 tarihli onama kararı ile kararın kesinleştiği gözardı edilerek yazılı şekilde 08.06.2009 tarihinden itibaren faiz hesaplanarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.3- Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince ;Davacı kiracı, takibe konu edilen 15.000 TL kira farkı ve faiz toplamı üzerinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediğine göre mahkemece davacı yararına kabul edilen asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi isabetsiz olmuştur.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.