Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16935 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 43246 - Esas Yıl 2014





... vekili avukat ... ile 1-... vekili avukat ..., 2-... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ..Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.5.2013 tarih ve 649-338 sayılı hükmün Dairenin 18.3.2014 tarih ve 28895-7654 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ve davalı TMSF avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.KARARDavacı avukat, davalılardan ..ile imzalamış olduğu avukatlık ücret sözleşmesi gereğince, ... Asliye Ticaret Mahkemesine ait 1998/1018 esas sayılı itirazın iptali davasını takip etmekte iken, davalının dosya alacağını diğer davalı ...’ne temlik ettiğini, davanın bundan sonra temlik alacaklısı şirket tarafından yürütüldüğünü, gerek akdi gerekse karşı taraf vekalet ücretinin ise ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 20.000 TL ücret alacağının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 4.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarını 218.886,35 TL’ye çıkarmıştır.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ..hakkındaki davanın ise alınan bilirkişi raporu gereğince kısmen kabulüne, 15.978,06 TL’nin temerrüt tarihi olan 20.5.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte dalı .. den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davacı ve davalı .. tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemizce davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazları reddedilerek, vekalet ücretinden düzeltilerek onanmış olup, davacı ve davalı ..bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.1-Davacı, davalı .. ile imzalamış olduğu vekalet sözleşmesi gereğince görevini ifa etmekte iken, davalı..’nin takip konusu dosyaları dava dışı üçüncü kişiye temlik ettiğini, bu nedenle dosyaları takip olanağı kalmadığını ileri sürerek, gerek sözleşme, gerekse karşı taraf vekalet ücretlerinin tahsilini istemiştir. Davacının vekil sıfatıyla takip etmiş olduğu takip ve dava dosyasının incelenmesinde; davalı ..’nin özel yapısı itibariyle, daha önce dava dışı .. tarafından, 13.7.1998 tarihinde kredi borçlusu şirket ve kefillerine karşı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, 23.7.1998 tarihinde .. vekilleri tarafından..Asliye Ticaret Mahkemesine ait 1998/1018 esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığı, ...’nin, Bankacılık ... kararı ile fona devredilmesi üzerine dosya alacağının davalı ,,ye geçmiş olduğu, davacı avukatın söz konusu dosyayı ..tarafından verilen vekaletname ve taraflar arasında imzalanan 1.3.2002 ve 3.2.2003 tarihli avukatlık ücret sözleşmeleri gereğince, davalı ,,’nin vekili sıfatıyla takip etmeye başladığı, dosya alacağının davalı .. tarafından diğer davalı ...’ne temlik edilmesi üzerine de, dosyalarda alacaklı sıfatının adı geçen şirkete geçtiği, dolayısıyla davalı...’den, fona devredilen Bankalarla ilgili yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesind.. .Davacı avukatın takip ettiği dava konusu alacağın, üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, davacının vekalet görevi, temlik tarihi itibariyle fiilen ve hukuken sona ermiş olup, davacının talep edebileceği vekalet ücretinin tespiti için öncelikle, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenecek olursa; Sözleşmenin, “Ücret” başlıklı bölümünde, davacıya, tahsilat rakamı üzerinden kademeli olarak ücret ödeneceği belirtildiği gibi, takip ettiği dava ve takiplerdeki karşı tarafa yükletilecek vekalet ücretlerinin de ödeneceği, 8. maddesinde, Fon’un gerekli gördüğü takdirde dava ve icra takibinin her safhasında başka bir avukata vekalet vermeye yetkili olduğu, avukatın buna peşinen muvafakat etmiş sayıldığı, 9. maddesinde de, sözleşmenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğu, fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarla bir yıl uzayacağı, tarafların sözleşmeyi bir ay önceden diğer tarafa ihbar etmek suretiyle her zaman feshedebilecekleri, sözleşmenin bu hükme istinaden fon tarafından feshedilmesi halinde avukata o güne kadar yürüttüğü dava ve icra takipleri ile ilgili olarak yapmış olduğu tahsilata göre ve bu sözleşmede belirlenen esaslar dahilinde ücret ödeneceği açıklanmıştır.Taraflar arasındaki sözleşme, davacı veya davalı tarafından feshedilmediği gibi, davacının vekaletten azledilmediği de sabittir. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde uygulanacak olan hükümlerin, dava konusu olayda uygulanması mümkün olmadığı gibi, davacı avukatın azli de söz konusu olmadığından, azil halinde Avukatlık Kanununda öngörülen hükümlerin de uygulanması mümkün değildir. Her ne kadar davacı, vekaleten takip etmiş olduğu dosyanın üçüncü kişiye temliki suretiyle dosyaları takip olanağı kalmadığından, bu durumun “haksız azil” sayılması gerektiğini ve bu nedenle de takip etmekte olduğu işlerle ilgili tüm vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini, ayrıca Avukatlık Kanununun 165. Maddesi gereğince davalıların vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini ileri sürmüşse de, dosya alacaklarının temlik edilmiş olması, haksız azil olarak değerlendirilemeyeceğinden, temlikin, haksız azille aynı hukuki sonuçları doğurması da kabul edilemez. Yine temlik alan, takip konusu dosyaların karşı tarafı değil, üçüncü kişisi durumunda olduğundan somut olayda, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış bir sulh sözleşmesinden de söz edilemeyeceğinden, gerek sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanununda, sulh halinde uygulanması öngörülen hükümler de uygulanamaz.Sonuç olarak, dava konusu olayda, sözleşmenin feshi, avukatın azli, ya da sulh bulunmadığından, sözleşme ve Avukatlık Kanununda ayrıca düzenlenmiş olan bu durumlarda ödenmesi öngörülen vekalet ücretlerinin talep edilmesi mümkün değilse de, dava konusu dosya alacağının,..’ne temlik edilmiş olması nedeniyle, temlik tarihi itibariyle vekalet görevi fiilen sona eren, ancak bu tarihe kadar görevini yerine getiren davacı avukatın, belli bir miktar vekalet ücretine hak kazandığı da tartışmasızdır. Ne var ki davacının üzerine aldığı işleri sonuçlandırmasına engel olan ve gerek taraflar arasındaki sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanununda ayrıca düzenlenmeyen ve az yukarda da değinildiği gibi, davalının, ..’den, fona devredilen Bankalarla ilgili yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde..’ne devir ve temlik etmiş olduğu bu özel durum nedeniyle, sözleşme ve yasadan kaynaklanan tüm vekalet ücretlerinin talep edilebileceği de kabul edilemez. O halde, açılanan tüm bu nedenlerle, davacı avukatın, ücret talep ettiği dosya ile ilgili vekaletin başladığı tarihten, temlikle vekaletin sona erdiği tarihe kadar, davalıya sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaisine karşılık hak ve nesafete göre alması gereken gerek akdi gerekse karşı taraf vekalet ücreti tespit edilip, tespit edilecek bu miktarın ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce sehven düzeltilerek onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının bu konudaki karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemize ait 18.3.2014 tarihli, 2013/28895 esas ve 2014/7654 karar sayılı “düzelterek onama” ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2-Bozma nedenine göre tarafların diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: 1. bent gereğince tarafların karar düzeltme taleplerinin kabulüne, Dairemize ait 18.3.2014 tarihli, 2013/28895 esas ve 2014/7654 karar sayılı “düzelterek onama” ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle taraflar yararına bozulmasına, 2. Bent gereğince tarafların diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 26.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.