Adalet Bakanlığı'nın 17/03/2015 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık Y.. K.. hakkında Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 22/07/2014 tarihinde 2012/133 esas ve 2012/907 karar sayı ile verilen sanığın beraatine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30/03/2015 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) Konuyla İlgili Bilgiler:1- Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 17/07/2009 tarihinde 2007/835 esas ve 2009/967 karar sayı ile sanık hakkında 07/08/2007 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbetlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmakszın kesinleştiği,2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, İzmir Denetimli Serbestlik ve Yardım Şube Müdürlüğü'nce hükümlüye yapılan tebligata rağmen 10 günlük süre içinde şubeye başvurmadığının bildirilmesi üzerine, aynı Mahkeme tarafından 18/05/2012 tarihinde 2012/133 esas ve 2012/907 karar sayı ile sanığın TCK'nın 191. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği,3- Hükümlünün denetim süresi içinde "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu işlemesi üzerine, adı geçen Mahkeme tarafından 30/05/2014 tarihinde 2012/133 esas ve 2012/907 ek karar sayı ile erteleme kararının kaldırılmasına ve 10 ay hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,4- Hapis cezasının infazı aşamasında, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 22/07/2014 tarihli yazısında "6545 sayılı Kanun'un 68. maddesinin 5. fıkrası uyarınca kişinin denetim altında yeniden uyuşturucu madde kullanması suç olmaktan çıkarılmış olup sadece denetim ihlali kabul edilmiştir" denilerek, uyarlama kararı verilmesinin istenmesi üzerine, Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 22/07/2014 tarihinde 2012/133 esas ve 2012/907 karar sayı ile "6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme, hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen kişilerin, bu kararın yerine getirilmesi sırasında yeniden uyuşturucu kullandığından bahisle dava açılan ve ceza alan hükümlüler bakımından lehe kanun durumundadır. Zira bu durumdaki kişiler, söz konusu eylemi 28/06/2014 tarihinden sonra işlediklerinde, haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı, hükümlünün eyleminin suç olmaktan çıkarıldığı" gerekçesiyle, Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 18/05/2012 ve 30/05/2014 tarihlerinde verilen kararların kaldırılmasına ve hükümlünün beraatine karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğiAnlaşılmıştır.B) Kanun Yararına Bozma Talebi:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma eyleminin suç olmaktan çıkarılmadığı, tam tersine 1. fıkraya göre, 1 yıldan 2 yıla kadar hapis olan müeyyidenin, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak artırıldığı, ancak anılan maddenin 2 ve devamı maddelerinde soruşturma aşamasında olan dosyalar için kamu davasının açılmasının ertelenmesi müessesesinin getirildiği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de aynı suçun erteleme süresi içerisinde yeniden işlenmesi halinde ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağının hüküm altına alındığı, anılan maddenin 9. fıkrasında ise, "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır." şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olunduğu nazara alındığında,Somut olayda, sanık hakkında deneme süresi içinde kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak nedeniyle yükümlülüğünü ihlal ettiğinden dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kaldırılarak hapis cezasına hükmolunduğu, deneme süresi içerisinde uyuşturucu madde kullanmasından dolayı açılmış ayrı bir dava olmadığı aynı eylemden dolayı yapılan yargılamanın devamı niteliğinde olduğu, bu durumda eylemin suç olmaktan çıkarılmasından bahsedilemeyeceği, ancak 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanabileceği, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarında kazanılmış hak olmayacağı kuralı da göz önüne alındığında, hakkında verilen hüküm kesinleşerek infaz aşamasında olan sanığın beraatine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.» denilerek, Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22/07/2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.C) Konunun Değerlendirilmesi:5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin 3. fıkrasında, "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur." hükmü öngörülmüştür.5237 sayılı TCK'nın 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 191. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü, birinci suçla ilgili erteleme süresi içinde işlenen ikinci suçla ilgilidir. Bu durumda ikinci kez uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alıması, kabul edilmesi veya bulundurulması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılması suç olmaktan çıkarılmamış; birinci suçla ilgili denetim süresi içinde işlenen ikinci suçtan dolayı kovuşturma yapılmayacağı belirtilmiştir. Buna rağmen ikinci suçtan dava açılmış ise, kovuşturma koşulu gerçekleşmediğinden davanın düşmesine karar vermek gerekecektir.TCK'nın 51. maddesinin 7. fıkrasında ise "Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir." denmiştir.Somut olayla ilgili olarak, birinci suçtan dolayı verilip TCK'nın 51. maddesine göre ertelenmiş olan 10 ay hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi gerekirken, sanığın beraatine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.Öte yandan, kanun yararına bozulması istenen karar, CMK'nın 98. maddesinin 1. fıkrası kapsamında verilen kesinleşmiş hükmün uyarlanması niteliğinde olduğundan, CMK'nın 223. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendinde öngörülen "aleyhe sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez" kuralı dışında kalmaktadır.D) Karar :Açıklanan nedenlere göre; Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 22/07/2014 tarihinde 2012/133 esas ve 2012/907 karar sayı ile kesinleşmiş hükmün uyarlanması sonucu verilen sanığın beraatine ilişkin ek kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.