Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1691 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24795 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Katılana ait iş yerinde pazarlama elemanı olarak çalışan sanığın, müşterilerden tahsil ettiği 11.500 TL'yi katılana teslim etmeyerek, kendi kredi kartı borçlarını ödemede kullandığı anlaşılmakla; eylemin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın bahse konu paranın katılan tarafından kendisi adına borç olarak kayıt edildiğine, zaruret içersinde olması nedeniyle ödemenin geciktiğine, atılı suçun oluşmadığına ve cezanın ertelenmediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Belirlenen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, uygulama maddesi olan TCK'nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesine aykırı hareket edilmesi,2- TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında hükmolunan 5 gün adli para cezasının günlüğü 20 TL'den adli para cezasına çevrilmesine ilişkin kısımda yer alan “beher gün 20 TL'den” ibaresinden önce gelmek üzere éTCK'nın 52/2. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.