Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1689 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12581 - Esas Yıl 2014





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARAsıl davada ve birleşen davalarda davacılar vekilleri, davalı-alacaklı tarafından, borçlu ... aleyhine, .İcra Müdürlüğü'nün 2012/24289 Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibinin kesinleşmesi üzerine, müvekkili şirketlerin adresine hacze gelindiğini ve müvekkiline ait mallar üzerine haciz konulduğunu, borçlu şirket adresinin 05/06/2012 tarihi itibarıyla “...” olarak değiştirildiğini, bunun ticaret sicil kayıtlarından açıkça görüleceğini, bu durum alacaklı vekiline beyan edilmesine rağmen, eski tarihli evraklar gerekçe gösterilerek haciz yapıldığını iddia ederek davanın kabulü ile mahcuz mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına ve davalı-alacaklının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı vekili, istihkak iddiasında bulunan şirket ile dosya borçlusu... arasında organik bağ bulunduğunu, şirketlerin kurucularının ve ortaklarının aynı kişiler olduğunu, borçlu şirketin kuruluş adresinin, haczin tatbik edildiği adres olduğunu ve ticari faaliyetini hep bu adreste yürüttüğünü, haczin uygulandığı adreste borçlu şirkete ait belgeler bulunduğunu, bu belgelerin şirketler arasındaki organik bağı açığa çıkardığını, istihkak iddiasında bulunan üçüncü şahıs şirket ile borçlu şirketin ...Ticaret Odası'ndaki, bankalardaki ve vergi dairesindeki firma telefonları ve faks numaralarının aynı numaralar olduğunu, her iki firmanın da kurucu ortaklarının aynı kişiler olduğunu, aynı adreste ve aynı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece davacıların, istihkak iddialarını kesin ve inandırıcı deliller ile kanıtlayamadıkları gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edildikten sonra 01.07.2014 havale tarihli dilekçe ile temyizden feragat etmiş ve dosyada bulunan vekaletnamede vekile, kanun yolundan feragat yetkisinin tanındığı görülmüştür.1-Davacılar vekilinin hüküm aleyhine temyiz yoluna başvurulduktan sonra 01.07.2014 havale tarihli dilekçesi ile usulüne uygun şekilde temyiz isteğinden feragat ettiği anlaşıldığından davacılar vekilinin temyiz isteğinin feragat nedeniyle REDDİNE,2-HMK'nun 310. maddesine göre davayı kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK'nun 311. maddesine göre ise kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davalı vekili henüz hüküm kesinleşmeden verdiği 27.06.2014 havale tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini bildirmiştir. O halde kabul beyanı hakkında bir karar verilmesi zorunluğu doğmuştur. Ancak Mahkemece, davadan el çekilmesi nedeniyle bu dilekçe üzerine işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davayı kabul dilekçesi üzerine Mahkemece işlem ifası için mahkemenin dosyayı yeniden ele almasını sağlamak gerekmektedir. Öyle ise davanın kabulü dilekçesini aynı zamanda temyiz dilekçesi gibi yorumlamak, Mahkemenin işlem yapabilmesi için kararın bozularak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek zorunluluğu vardır. Karar kesinleşinceye kadar davanın kabulü mümkün olduğuna, mahkemece, bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra davalı vekili tarafından dava kabul edildiğine ve bu aşamada kabul hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna, göre; davalı vekilinin davayı kabul beyanı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmektedir.Açıklanan nedenle, davalı vekilinin davayı kabulü dikkate alınmak suretiyle davanın kabulü ile ilgili hüküm kurulmak üzere yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine137,00 TL peşin harcın istek halinde davacılara iadesine 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.