Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2014 tarih ve 2011/590-2014/56 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait ev eşyalarının davalı tarafça evden eve taşıma sözleşmesi kapsamında Ankara'dan İzmir'e taşınması sonucunda bir takım ev eşyalarının kırıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 3.186,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ısah dilekçesiyle toplam talebini 21.000,00 TL'ye çıkarmıştır.Davalı temsilcisi, taşıma olduğu zaman veya buna yakın tarihte taraflarına herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, eşyaları sağlam teslim ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, olayda taşıyıcının hile ve ağır kusurundan kaynaklı zararın istenebileceği, ihtirazı kayıt şartının aranmayacağı, kırılan eşyalar nedeniyle toplam zararın 2.830,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.830,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, taşıma sözleşmesine konu eşyanın hasarlanması nedeniyle zararın taşıyıcıdan tahsili istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 788/son madesi "Zıya veya hasar kendi hilesinden yahut ağır kusurundan doğmuş ise taşıyıcı dava hakkının düştüğünü iddia edemez." hükmünü haizdir. Dairemizin yerleşmiş içtihadlarına göre taşıma sırasında eşyanın olağan şekilde hasarlanması ağır kusur sayılmamaktadır. Mahkemece, taşıyıcının hile ve ağır kusuru bulunması nedeniyle ihtirazi kayıt aranmayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, taşıyıcının hile ve ağır kusurlu olduğu kanaatine ne şekilde ulaşıldığı gerekçelendirilip açıklanmaması doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.