MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/09/2014NUMARASI : 2014/415-2014/800Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının 1.395 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davalı kiraya veren 05.09.2003 tarihli, bir yıl süreli, aylık 250 TL bedelli, ikinci yıl kirası 350 TL, bundan sonrası için tüfe'den az olmamak üzere artış öngörülen kira sözleşmesine dayanarak, 10.10.2007 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2007 yılı Şubat ayı ile aynı yıl Eylül ayı arası, aylık 686 TL den sekiz aylık kira alacağı için toplam 5.488 TL olmak üzere takip başlatmış, davacı açtığı dava ile aylık kiranın 465 TL olduğunu, 2007 yılı Şubat, Mart, Nisan ayları kiralarını bu miktar üzerinden ödediğini, Haziran ayında taşınmaz tahliye ettiğinden, Mayıs ayı kirasını depozitodan mahsup edilmek üzere ödemediğini belirterek takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 26.12.2012 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 19.02.2014 tarihli kararı ile '' taraflar arasında 5.9.2003 başlangıç tarihli bir yıl süreli, aylık 250 TL bedelli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiracı 04.06.2007 tarihinde taşınmazı tahliye ettiğini belgesinin bulunmadığını bildirmiştir. Anahtar teslim tarihini ispatlama yükümlülüğü davacı kiracıdadır. Davacı kiracı anahtar teslimini yazılı belge ile ispatlamalıdır. Yazılı belge ibraz edemediğinden mahkemece yemin teklif hakkı hatırlatılmış, davalı kiraya veren kiracının bildirdiği 04.06.2007 tarihinde anahtarın teslim edilmediğine dair yemin etmiştir. Bu durumda anahtar tesliminin davalı kiraya verenin bildirdiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Davacı kiracı anahtar teslim edinceye kadar kira bedellerinden sorumludur. Davalı-kiraya verenin takibe konu kira bedellerinin tahsili için takip başlatmasında bir usulsüzlük yoktur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere takibe konu olan kira bedellerinden Şubat, Mart, Nisan kiralarının ay kaydı ile ödendiği görülmektedir. Nitekim bilirkişi tarafından bu ayların ödendiği kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı kiracının Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarından oluşan toplam 2.325 TL kira borcunun bulunduğu bildirilmiştir. Mahkemenin gerekçesinde de davacının 2.325 TL borçlu olduğu belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Bu durumda mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının Şubat, Mart, Nisan kira bedellerinden oluşan toplam 1.395 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, geriye kalan kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır '' gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada mahkemece davacı kiracının 1.395 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davalı kiraya veren, davacı kiracının takipte istenen kira miktarına itirazı olmadığını bu nedenle aylık kiranın kesinleştiğini belirtmekte ise de; aylık kiraya borçlu kiracı tarafından itiraz edilmemesi kirayı takip hukuku açısından kesinleştirir genel mahkemede açılan davada, davalı kiraya verenin aylık kiranın 686 TL olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerekir ne var ki davalı kiraya veren tarafından bu yönde bir delil mahkemeye sunulmadığı gibi dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporuna göre sözleşmedeki artış şartına göre davacı kiracının ödemesi gereken kira 414,61 TL olup davacı kiracının banka kayıtlarına göre 465 TL kira ödediği bunun da sözleşmedeki artış şartına göre ödenmesi gereken kiradan fazla olduğu sabittir. Nitekim bozma ilamında da aylık kiranın 465 TL olduğu, davacı kiracının isteme konu sekiz aylık kiradan üç aylık kısmını aylık 465 TL den yatırdığı kalan borcunun 2.325 TL olduğu belirtilmiş ne var ki maddi hata sonucu takipte istenen 5.488 TL den davacı kiracının borçlu olduğu kısım olan 2.325 TL çıkartılıp, kalan 3.163 TL yönünden davacı kiracının borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak hükmün bozulması gerekirken sehven 1.395 TL yazılmıştır. Bozma kararındaki maddi hata davalı kiraya veren için usulü kazanılmış hak oluşturmaz. Bu nedenle bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacı kiracının 2.325 TL yönünden açtığı davanın reddine, kalan 3.163 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.