Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1680 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 70 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.12.2012 gün ve 2012/478 E, 2012/645 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 28.03.2013 gün ve 2013/3248 E, 2013/5813 K. sayılı ilamı ile,“Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının basın toplantısında ve internet sitesinde yaptığı bir kısım açıklamalar ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davaya konu açıklamaların kaynağının davacının kendi beyanları olduğunu, kamuoyunda Ergenekon ismi ile bilinen dava dosyasının içerisinde yer alan ifadelerden yola çıkılarak açıklamaların yapıldığını iddia ederek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme tarafından, "davacının başkalarını kötülemek amaçlı olarak ve para karşılığı kitap yazdığı iddiasının davalı tarafça kanıtlanamadığı" gerekçesiyle verilen, davanın kısmen kabulüne dair 02/06/2011 tarihli karar, Dairemizin 20/06/2012 gün 2011/9284 Esas - 2012/10834 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamında; kamuoyunda Ergenekon ismi ile bilinen ve davacının yargılandığı davayı gören mahkemeye müzekkere yazılarak; davacının, davalının söyleminde geçtiği şekilde bir beyanı olup olmadığı ve dosya arasında bu konuda bir makbuz bulunup bulunmadığı sorularak toplanan delillere ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ancak ilgili mahkemeye müzekkere yazılmamıştır. Davalı yan, davacının adı geçen dosyadaki savunmalarına ve dosyada olduğunu iddia ettiği makbuza dayandığına ve mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre bozma ilamının gereği yerine getirilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.”gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava; kişilik hakkına saldırı nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.Davacı E.. P.. vekili 25/04/2011 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; yurt çapında yayın yapan yayın kuruluşları ve davalıya ait www.b....r adlı sitede davalının bir yurt dışı gezisi sırasında yapmış olduğu basın toplantısı ile ilgili haberlere yer verildiğini, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, gerçek dışı mesnetsiz ifadelerle kamuoyu husumetinin davacıya yöneltilmesine çalışıldığını, davacının;"...E.. P..'dan bahsediyorum. Bu adamın karşılığında da gazeteci yazıyor. Ama bu kitapları niçin yazdığı ortaya çıktı. Kitap serbest ama adam içerde. Çünkü Türkiye'de hükümetlere karşı, parlamentoya karşı bir psikolojik harekât başlatmıştı. AK Parti'nin önde gelen üç kurucusu, Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı hakkında bu kişiye birileri kitap yazdırdı. Benim adıma 'Musa'nın mücahiti' dediler, bugünkü Cumhurbaşkanına 'Musa'nın Gülü' dediler, Başbakan’a 'Takunyalı Führer' dediler. Bu kitaplar hala satılıyor. Kitapla uğraşmıyoruz biz, ama bu adam dedi ki 'Bana para vererek bunları yazdırdılar', ona para vererek bunları yazdıranlar da verilen paranın makbuzu da şu anda Ergenekon dosyasının içerisinde ..."şeklinde beyanda bulunarak doğrudan şahsının hedef alındığını, konuşmada bahsi geçen kitabın en çok okunan kitaplar listesinde yer aldığını, davalının makamı dikkate alındığında yargılamayı etkileme amacıyla hareket ettiğini, müvekkilime atfedilen “para vererek bunları yazdırdılar” sözlerinin tamamen gerçek dışı olduğunu, yurt çapında yayıncı kuruluşlarla davalının resmi internet sitesinde adeta kalemini satan yazar olarak nitelendirildiğini, hükümetlere parlamentoya komplo kuran kişi olarak tanımlandığını, bütün bunlar ispatlanmışçasına dava sürecinde kamuoyuna açıklamalar yapılarak masumiyet karinesinin hiçe sayıldığını, kamuoyu nezdindeki ağırlığın dikkate alınmasını istediklerini belirterek 20.000 TL manevi tazminatın 06.04.2011 açıklama tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı B.. A.. vekili 20.05.2011 tarihli havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; olayda kişilik hakkı ihlalinin bulunmadığını, dava konusu beyanın küçük bir bölüm olduğunu ve manevi zarara neden olacak ifade içermediğini, davalının bir basın açıklamasında yaptığı konuşmadan alıntılara yer verildiğini, eleştiri dahilinde kişisel görüşlerini belirttiğini, gözaltı ve tutuklamalarla ilgili açıklamalar yaptığını, davacı hakkında basından ve Ergenekon adıyla bilinen davaya ait dosyada yer alan ifadeler olduğunu, davacının hakaret olarak algıladığı sözlerin kendi ifadeleri olduğunun ortaya çıkarılması gerektiğini, Ergenekon adlı dosyada yer alan davacının söylemlerinden yola çıkarak söylenilen sözler olduğunu, hukuki kişilik değerlerinden hiçbirisine saldırı niteliğinde söz olmadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine, aksi takdirde uygun bir tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Özel Dairece “davaya konu sözlerin söylenmesine neden olduğu belirtilen kitap taraf vekillerinden istenilmeli, bu kitapta davalı hakkında yazılan sözler değerlendirilmeli ve ayrıca kamuoyunda Ergenekon ismi ile bilinen ve davacının yargılandığı davayı gören mahkemeye müzekkere yazılarak; davacının, davalının söyleminde geçtiği şekilde bir beyanı olup olmadığı ve dosya arasında bu konuda bir makbuz bulunup bulunmadığı sorularak toplanan delillere ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir” gerekçesi ile ilk hüküm bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.Bozma ilamına uyan mahkeme gerekli araştırmayı yaptığını belirterek davayı yeniden kısmen kabul etmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, yukarıda belirtilen gerekçe ile mahkeme kararı Özel Daire tarafından ikinci defa bozulmuştur.Bozma kararına karşı mahkemece “bozma üzerine verilen süre içerisinde davalı vekilinin ibraz ettiği yazı ve 27.10.2012 tarihli celsedeki beyanına göre, dava konusu ifadenin dayanağının Zaman Gazetesi'ndeki 16.10.2010 tarihli yazısı olduğu, makbuzun da Kardak Yayın Ltd. Şti.nin basılan ve Jandarma Genel Komutanlığı'na satılan kitabı ile ilgili bulunduğu, bizzat davalı vekilinin 27.12.2012 tarihli celsedeki beyanlarından anlaşıldığından bozma gereği Ergenekon dosyasından getirtilecek olan belgelerin bizzat davalı vekilinin beyanına göre dosyaya geldiği” gerekçesi ile direnilmiştir. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere, bir davada, mahkemenin veya yanların yapmış olduğu bir usul işlemi ile yanlardan biri lehine ve diğeri aleyhine doğmuş ve buna uyulması zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denilir.Örneğin, bir yanın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile, diğer yan lehine usuli kazanılmış hak doğar. Aynı biçimde mahkemenin Yargıtay bozma ilamına uyması ile bozma kararı lehine olan yan bakımından kazanılmış hak doğar.09.05.1960 gün ve 1960/1-9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi; “Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nda, usuli kazanılmış hakka ilişkin açık bir hüküm yok ise de, Yargıtay’ın bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma amacıyla kabul edilmiş olması yanında, hukuksal anlamda istikrar amacına ulaşmak isteğinin kabul edilmiş bulunması bakımından, usule ait kazanılmış hak kurumu, Usul Yasasının dayandığı ana esaslardandır ve kamu düzeni ile de ilgilidir. Esasen, hukukun kaynağı sadece yasa olmayıp, yargısal içtihatlar dahi hukukun kaynağı olduğundan, söz konusu usuli kazanılmış hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir.Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur.Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Daha sonra bu uyma kararından dönemeyeceği gibi, bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.09.1982 gün ve 1982/7-1798-785 ile 04.01.1969 gün ve 1969/8-455-6 sayılı ilamları). Aynı biçimde mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, bu durum lehine olan yan yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 15.09.1971 gün ve 1975/8-433-510 ile 04.05.1979 gün ve 1979/7-91-430 sayılı ilamları).Usuli kazanılmış hak kurumu, usul hukukunun vazgeçilmez, düzen ve istikrarı koruyan temel kurallarından olup kamu düzeni ile ilgilidir.Somut olayda: dosya içinde yer almasa da bozma ilamı doğrultusunda kitapların temin edildiği duruşma zabıtlarından anlaşılmaktadır. Ne var ki diğer bozma gerekçesi doğrultusunda kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen davanın görüldüğü mahkemeye müzekkere yazılmadığı davalının beyanı doğrultusunda araştırma yapılmamıştır.Her ne kadar davalı vekili bozma sonrasındaki celsede “müvekkilimizin konuşmasının dayanağı yazılı ve görsel basında yer alan bu ve bunun gibi haberlerdir. Bu haberin bir örneğini ekte sunuyoruz.” demiş ise de, devamında “Ergenekon dosyasından BDDK murakıplarınca hazırlanan raporu ve ekte sunmuş olduğumuz haberde ver alan makbuzun istenmesini talep ediyoruz. Görüleceği üzere müvekkilimizin, davacı hakkındaki söylemleri basında yer alan haberlerden ibarettir. Bu haberlerinde dayanağı Ergenekon dosyası ve bu dosyada ver alan tespit raporları ve makbuzlardır” şeklinde beyanda bulunmuş, temyiz dilekçesinde de aynı gerekçeleri ileri sürmüştür.Davalının duruşma sırasındaki beyanı ve temyiz gerekçeleri bir arada değerlendirildiğinde, bozma kararına uyulmasına açıkça karar verilmesi ile davalı yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur. Bundan sonra mahkemece, bozma kararı doğrultusunda kamuoyunda Ergenekon ismi ile bilinen ve davacının yargılandığı davayı gören mahkemeye müzekkere yazılarak; davacının, davalının söyleminde geçtiği şekilde bir beyanı olup olmadığı ve dosya arasında bu konuda bir makbuz bulunup bulunmadığı sorularak toplanan delillere ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile önceki kararda direnilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.Görüşmeler sırasında azınlıkta kalan üyeler davalının bozma sonrasındaki beyanı dikkate alındığında beyanın kaynağının gazete kupürleri olduğunun belirlenmesi karşısında artık bozma kararındaki hususların araştırılmasına gerek olmadığı, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiğini savunmuşlar ise de bu görüş kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.O halde, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak gerekirken doğan usulü kazınılmış hakka aykırı biçimde verilen karar usul ve yasaya aykırı olup direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.06.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Şikayet reddedilse de icra mahkemesinin tedbir kararı HMK 397/2 maddesi gereğince aksi belirtilmediği sürece karar kesinleşene kadar devam eder. Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu Malen-Nakden kaydı yerine 'Ev içindir' yazar ise yine de kambiyo senedi niteliği korunur mu? Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu İhtiyati hacizde görevli mahkeme MAHKEMESİ : Gerze Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2014/4 3 D. İşTaraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz talep eden vekilince temyi Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?