Hukuk Genel Kurulu 2014/51 E. , 2015/1678 K.KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESBİTİKAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZ ÜZERİNDEKİ YAPININ DEĞERLENDİRİLMESİKAMULAŞTIRMA KANUNU (2942) Madde 10KAMULAŞTIRMA KANUNU (2942) Madde 11KAMULAŞTIRMA KANUNU (2942) Madde 15
"İçtihat Metni"Taraflar
arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın
kabulüne dair verilen 27.03.2012 gün ve 2011/133 E., 2012/93 K. sayılı
kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 10.12.2012 gün ve 2012/13805 E., 2012/14202
K. sayılı ilamı ile; (...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı
kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların
takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları
yerinde değildir.Ancak;Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapı
birim fiyatlarının yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı
gözetilerek, davaya konu yapılar için değerlendirme tarihi olan 2011
yılı birim fiyat listesine göre değerlendirme yapılmakla yetinilmesi
gerektiği dikkate alınmadan belirlenen değere ayrıca endeks ilavesi
yapılmış olması doğru görülmemiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk
Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir.Yerel
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin
temyizleri üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş;
Yerel Mahkemece bozma ilamına direnilmiştir.Direnme hükmü, davacı İ.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık;
dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden 2011 yılı birim
fiyat listesine göre bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirme sonucu
bulunan değere, ayrıca endeks ilavesi yapılması gerekip gerekmediği
noktasında toplanmaktadır.4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu’nun değer tespiti esaslarını düzenleyen 11.
maddesinde; taşınmazın cins ve nevinin, yüzölçümünün, kıymetini
etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurların, her unsurun ayrı ayrı
değerinin, kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet
takdirlerinin ve özellikle yapılarda resmi birim fiyatları ve yapı
maliyet hesaplarının ve yıpranma payının, ayrıca bedelin tespitinde
etkili olacak diğer objektif ölçülerin esas alınarak bedel takdiri
gerektiği öngörülmüştür.Kanunun lafzı ve ruhu göz önüne alındığında;
ana ilke taşınmazın ve üzerinde bulunan muhtesatın gerçek değerinin
tespit edilmesidir.Esasen, Anayasa’nın 46/1.maddesinde, “Devlet ve
kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz
malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere
göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya
yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 2942 sayılı Kamulaştırma
Kanunu Tasarısı gerekçesinde de, 11.maddede sayılan ölçütlerin
Anayasa’nın 46. maddesindeki unsurlar göz önünde tutularak düzenlendiği
belirtilmiştir.Anayasa’nın 46/1.maddesinde ifadesini bulan “peşin
ödeme” ve “gerçek bedelden” neyin kastedildiğinin cevabı ise,
Kamulaştırma Kanunu’nun 15/son maddesinde verilmiş ve anılan maddede,
“Bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye
verildiği gün esas tutulur.” hükmü öngörülmüştür.Öyle ise,
kamulaştırılan taşınmaz ve üzerinde bulunan yapıların bedeli tespit
edilirken, değerlendirmede idarece belgelerin mahkemeye verildiği; eş
söyleyişle Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma
bedelinin tespiti ve idare adına tescil istemiyle davanın açıldığı günün
esas alınması gerektiği açıktır. Ancak bu halde, Anayasal hüküm olan
“kamulaştırma bedelinin gerçek karşılıklarının peşin ödenmesi” söz
konusu olabilecektir.Bu açıklamalar karşısında; kamulaştırılan
yapılara değer biçilirken, değerlendirme tarihindeki resmi birim
fiyatları ve yapı maliyet hesapları ile yıpranma payı da göz önüne
alınarak bedelin belirlenmesi; bu değerlendirmeler yapılırken,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca açıklanan yapı birim fiyat listesi
yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı gibi, yıl içerisinde ilan
edilen birden fazla yapı birim fiyat listesi bulunması halinde, en son
fiyat listesine göre değerlendirme yapılması gerektiği, yapı birim fiyat
listesi tüm yıl için geçerli olmak üzere belirlendiğinden anılan liste
uyarınca tespit edilen değere ayrıca endeks ilavesi yapılmasının gerek
ve mümkün olmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.Nitekim, Yargıtay
Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2014 gün ve 2014/18-531 E. 2014/1089 K.
sayılı ilamında da aynı ilkeler kabul edilmiştir. Hal böyle olunca;
Yerel Mahkemenin, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden,
davanın açıldığı 2011 yılının tamamında geçerli olan birim fiyat
listesine göre belirlenen değere hükmetmesi gerekirken, ayrıca endeks
ilavesi suretiyle güncelleştirilmesi gerektiği yönündeki kabulü ile
kamulaştırma bedelinin fazla tespiti ve bu yöne ilişkin direnme kararı
isabetsizdir.Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel
Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul
ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ:
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı
BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri
verilmesine, 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.