Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16672 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5555 - Esas Yıl 2011





Davacılar, avukat olduklarını, davalı ile aralarında 14.03.2008 tarihinde 01.04.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli hukuk müşavirliği ve avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme ile davalının aylık 2.000.00 TL.+ KDV ile birlikte her ayın birinci iş günü yazı ile şirket bünyesinde yeniden yapılandırma çalışmaları nedeniyle sözleşmenin sona erdirildiğini ve istifa etmelerini belirtmeleri üzerine davalı şirketin noterden gönderdiği yazı ile ve aynı gerekçe ile sözleşmelerini haksız olarak feshetmesi üzerine sözleşmenin sona erme tarihi olan 30.03.2009 tarihine kadar aylık 2.000.00 TL.dan toplam 16.000.00 TL.nın tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının bu takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Her ne kadar mahkemece, davacı delillerinde ek 9 olarak numaralandırılan belgede 26.06.2008 tarihinde davalı tarafça çekilen mailde 27.06.2008 Cuma günkü toplantıya katılması, acil cevap vermesi istendiği halde, bu maile 08.07.2008 tarihinde cevap verildiği, dolayısıyla toplantıya katılmadığı, ayrıca 17.07.2008 tarihli ve Cuma akşamına kadar cevap verin şeklinde mesajı 19.07.2008 cumartesi saat 18.38 de cevap verildiği, dolayısıyla fesih haklı nedene dayalı olup, davacıların fesih nedeniyle aylık ücretini de talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; feshin haklı olduğuna ilişkin gerekçelerden 26.06.2008 saat 11.04 tarihli “M. Bey Cuma günü öğleden sonra saat 14.00 gibi sizinde katılmanızı istediği toplantı yapmak istiyor. Size ulaşmaya çalışıyor ancak irtibat kuramıyor. Size ulaşmaya çalışıyor ancak irtibat kuramıyor. Acil olarak cevap verirseniz giriş izninizi almak için müracaat edeceğiz.” Şeklinde davalı şirket çalışanı tarafından gönderilen ema-ile davacılardan Y'nin 27.06.2009 günü saat 20.14 te “M. Bey biliyordu, ben 25 Haziran sabahı NY (Newyork)'a uçtum. Haftaya döneceğim. Selamlar.” Şeklinde email yoluyla cevap verdiği; yine 17.07.2008 Perşembe günü saat 18.52 de “S. International ile ilgili olarak “bu çok önemli bir konu. Bugüne kadar atlamışım. Lütfen gerekli olan her şeyi yapalım ve S. International'a yardımcı olalım. Danimarka'daki bu şirket bizim en önemli ortağımız. Teşekkürler. Lütfen Cuma akşamına kadar bana mutlaka bir görüş bildiriniz.” Şeklinde gönderilen emaile davacılardan M'nin 19.07.2008 Cumartesi günü saat 18.37 de “İyi günler M. Bey. Eşimin göz ameliyatı nedeniyle dünü hastanede geçirdiğim için dün yanıtlayamadım sizi. S. Intl.bu sorunu ile ilgili hukuki adımları atmış zaten. Sizden sadece bu hukuki işlemleri yürüten firma belge talep ediyor. Yazınız ekindeki yazıda talep edilen, S. Intl.ile yapmış olan çalışmaları, onların Türkiye'de markasının uzun yıllardır kullanıldığına ilişkin elinizde mevcut belge ve bilgiler varsa (sözleşmeler, yazışmalar, faturalar, duyurular, S. Intl. İle başka firma, kuruluş ve gerçek kişilerin çalışmasına ilişkin her türlü belge, Türkiye'de resmi kuruluşlara yapılmış izin ve sair başvurularla ilgili belgelerin) fotokopilerini S. Mülkiyet Hizmetleri A.Ş. ne gönderirseniz yapılabilecek yardım yapılmış olacaktır. Saygılarımla” şeklinde email yoluyla cevap verdiği ayrıca bu yazışmalardan sonra da 19 Temmuz 2008 günü 18.37 de, 29.07.2008 günü saat 17.32 de 31 Temmuz 2008 günü saat 8.42 de yine farklı konularda yazışmalar yapıldığı, 21 Temmuz 2008 günü 8.04 de TAV sözleşmesi ile ilgili hukuki mütalaa ve 01.08.2008 günü saat 9.52 de şirketler arası hizmet sözleşmesinin davacı Y. tarafından hazırlanıp email yoluyla davalı ve ona bağlı şirketlere gönderildiği, davacıların davalı ile sözleşmeyi imzaladıktan ancak sözleşmenin feshi tarihine kadar yani mahkemece feshe gerekçe olarak kabul edilen olaylardan sonrada davalı ve hatta ona bağlı şirketlere karşı sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdikleri ve böylece davalının şirket bünyesinde yeniden yapılandırma çalışmalarında tespit edilen hususları gerekçe göstererek yaptığı feshin, haksız olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.maddesine göre iş sahibi tarafından haklı bir sebep olmaksızın sözleşmenin feshi halinde avukat sözleşmede belirtilen ücretin tamamına hak kazanacaktır. Buna göre, davalı haksız olarak sözleşmeyi feshettiği için sözleşme süresi sonuna kadar olan ücreti davacılara ödemekle yükümlü ise de, dava konusu olayda da uygulanması gereken BK.nun 325. maddesi, “.... İşi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı veya kazanmaktan kasten yahut diğer bir iş ile kazandığı veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyin mahsup edileceğini” hükme bağlamış olup, anılan amir hüküm uyarınca, davacıların sözleşmenin feshinden sonra, sözleşme ile yükümlendiği işi yapmamasından dolayı tasarruf edebileceği miktar ile başka bir iş yapabileceği nedeniyle kazanabileceği miktarın bakiye aylık ücret miktardan mahsubu gerekir. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek az yukarıda açıklanan şekilde davacıların tasarruf eyleyebileceği miktar konusunda gerekirse alanında uzman biirkişiden taraf ve yargı denetimine açık rapor almak suretiyle belirlenecek miktarın bakiye aylar ücretinden mahsubuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.