Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1667 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5640 - Esas Yıl 2014
Suç : Zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapmaSuç Tarihleri : 03/03/2013, 04/03/2013, 28/03/2013 ve 07/04/2013Hüküm : Zincirleme suçtan mahkûmiyetTemyiz Eden : Sanık müdafiiDosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Bursa 10. Sulh Ceza Mahkemesi'nce 28.02.2013 tarihinde yedi görevlinin "gizli soruşturmacı" olarak görevlendirilmesi kararı uyarınca 03.03.2013 tarihinde gizli soruşturmacının 20 TL karşılığında sanıktan 1,3 gram esrar aldığı, aynı gizli soruşturmacının 04.03.2013 tarihinde 20 TL karşılığında sanıktan tekrar 1,5 gram esrar aldığı, 28.03.2013 tarihinde ise diğer gizli soruşturmacının 20 TL karşılığında sanıktan 1,6 gram esrar aldığı, aynı gizli soruşturmacının 07.04.2013 tarihinde 20 TL karşılığında sanıktan tekrar 1,5 gram esrar aldığı anlaşılmış olup, kolluk görevlilerinin gerçek iradelerinin uyuşturucu madde satın alma değil, suç delilini elde etme olduğundan, somut olayda “uyuşturucu madde satma”nın gerçekleşmediği; böylece sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın dört kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek hakkında zincirleme suçla ilgili TCK'nın 43. maddesinin uygulanması,2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükmün iptal edilen yoksunlukları da kapsaması nedeniyle, sözü edilen maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 27.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.