MAHKEMESİ : Mersin 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/06/2012NUMARASI : 2012/380-2012/489Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1-Borçlunun kıymet takdirine itirazına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),2-Borçlunun haczedilemezlik şikayetine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca borçlunun haline münasip evi haczedilemez. Mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik istek, İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğinde olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine başvurulması gerekir.Somut olayda borçluya ait taşınmaz üzerine haciz konulduğu, hacze ilişkin kıymet takdiri raporunun 18.04.2012 tarihinde tebliğ edilikten sonra borçlunun 07.05.2012 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda 22.04.2012 ile 02.05.2012 tarihleri arasında mazeretli olduğuna ilişkin rapor sunmak suretiyle haczedilen taşınmazın haline uygun meskeni olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını istediği anlaşılmıştır.HMK.nun 95. maddesine göre “Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir.Bu maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, elde olmayan bir sebeple, yani kusur olmaksızın gerçekleşen bir nedenden dolayı, kanunda belirtilen veya hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde yapılması gereken işlem yapılamazsa, eski hâle getirme yoluna başvurulabileceği kabul edilmiştir. Maddede, 1086 Sayılı Kanunun 166. maddesinde olduğu gibi “bu kanun” şeklinde bir ifadeye yer verilmeyip, genel olarak “kanun” denildiği için, sadece Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değil, medenî yargılamaya ilişkin diğer kanunlarda belirlenen kesin sürelerin kaçırılması hâlinde de, eski hâle getirme yoluna başvurulabileceği kabul edilmiştir. Örneğin, aile mahkemeleri veya tüketici mahkemelerine ilişkin özel hükümlerle getirilen sürelerin elde olmayan sebeplerle kaçırılmış olması halinde de bu hükümler uygulanacaktır.HMK'nun 96/1. maddesine göre; Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir. Buna göre, eski hâle getirme talebi, işlemin süresinde yapılamamasına engel olan sebebin ortadan kalkmasından itibaren onbeş gün içinde ileri sürülmelidir. Süresinde yapılamayan işlem, şüphesiz eski hâle getirme talebiyle birlikte yapılabilir, buna bir engel yoktur; ancak, bu işlemin eski hâle getirme dilekçesiyle birlikte yapılması zorunlu olmayıp, onbeş günlük süre içinde olmak kaydı ile daha sonra yapılması da mümkündür. Bu durumda, talepte bulunan, işlemi yapmak için onbeş günlük süreye sahip hâle gelmektedir. Böylece, bir taraftan, işlemin yapılması için ilgiliye onbeş günlük süre tanınırken, diğer taraftan, eski hâle getirme talebinin kabulünden sonra, işlemin yapılabilmesi için tekrar bir süre verme zorunluluğu kaldırılarak, yargılamada çabukluk ilkesi gerçekleştirilmek istenmiştir.Her ne kadar İİK'nun 65. maddesinde gecikmiş itiraz müessesesi düzenlenmiş ise de, anılan maddenin şikayetler hakkında uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle İcra ve İflas Kanunu'nda yer alan şikayetler yönünden HMK'nun 95 ve 96. maddelerinde düzenlenen eski hale getirme kurumunun uygulanması gerekir. Aksi halde elde olmayan bir sebeple şikayet süresinin kaçırılması halinde telafisi imkansız sonuçların doğacağı muhtemeldir.O halde mahkemece, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki tavsifin hakime ait olduğu kuralı uyarınca eski hale getirmeye ilişkin aynı kanunun 95 ve 96. maddeleri nazara alınarak, borçlunun mazereti tartışıldıktan sonra şikayetin süresinde olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı yönünden reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.