Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil... ve ... aralarındaki elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davasının reddine dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.06.2013 gün ve 838/697 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı (temlik alan) ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, tapuda Hazine adına kayıtlı 483 parsel sayılı taşınmazın 35 m2'lik kısmında davacıya ait dükkan bulunduğunu, bu dükkanın davalı tarafından yıkılarak yerine inşaat yapıldığını açıklayarak, davalının elatmasının önlenmesine, yapılan inşaatın kal'ine ve şimdilik 1.000 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, dava konusu yerin 1999 yılından beri dava dışı ... tarafından kullanıldığını, davacının taşınmazı terk ettiğini, ayrıca davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu yerin davalının da paydaşı olduğu ...' ye ait otel tarafından kullanıldığı, davacının yanlış kişiye karşı dava açtığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması ve zilyetliğe saldırı nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalının beyanı ve Maliye Hazinesi'nin ecrimisil ihbarnameleri esas alınarak davanın husumet yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin kararında delil olarak yer alan ecrimisil ihbarnamelerinde davalı adına da ihbarname düzenlendiği (davalının işgal ettiği miktar 40 m2) anlaşılmaktadır. Gerçek husumet düştüğü iddia edilen şirket için de ayrı bir ihbarname (şirketin işgal ettiği miktar 3.360 m2 ) düzenlendiği görülmektedir. Davalı, ayrıca davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını da ileri sürmüştür.O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların gösterdiği delillerin (gerektiğinde keşif yapmak, tanık dinlemek) toplanması, taşınmaz bölümünün kim tarafından kullanıldığının tespiti, böylelikle davalının taraf sıfatının bulunup bulunmadığının araştırılması, taraf sıfatının bulunması halinde davalının hak düşürücü süre savunması da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.