Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARBorçlu şirket vekili İcra Mahkemesine başvurusunda; Şirket hakkında iflas erteleme kararı ile verilen tedbir kararı nedeniyle icra takibi yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.Dayanak Ankara 4. İş Mahkemesi'nin 2012/466 Esas ve 2013/1444 Karar sayılı 26.12.2013 tarihli ilamı, iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi alacaklarına ilişkindir.Somut olayda; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16.01.2012 tarih ve 2012/3 Esas sayılı tedbir kararında, “...İİK'nun 206. maddesine göre 1. sırada yer alan alacaklara ilişkin olanları hariç olmak üzere 6183 sayılı Yasa ile ilişkin ve hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı Şirket hakkında yapılan icra takiplerinin .....durdurulmasına” şeklinde tedbir kararı verildiği, 27.09.2013 tarihinde de Şirketin bu tarihten itibaren 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesine ve erteleme süresince İİK'nun 179/b maddesinde öngörülen tedbirlerin uygulanmamasına, İİK'nun 206/1 fıkrasında yazılı olanların ayrı tutulmasına karar verilmiştir.İİK'nun 179/b maddesi gereğince iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Ancak 206. maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. İİK'nun 206. maddesinin A bendi gereğince de, işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatı alacakları, birinci sırasındaki alacaklardandır. Bu maddede yazılı bulunan "iflasın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin; HGK'nun 2008/12-657 Esas ve 662 sayılı Kararında belirtildiği gibi, iflasın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekmektedir.Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler işçiyi koruma amaçlı olup, iflasın açılmasından öncesine ilişkin bir yıllık süre alt sınır olarak öngörülmüştür. Anılan yasa maddesinde yazılı bulunan "iflasın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin; iflasın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekir. (HGK'nun 05.11.2008 tarih ve 2008/12-657 E., 2008/662 K.) Buna göre iflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresi içinde doğan işçi alacakları bu madde kapsamında kabul edilmelidir. Aksi halde iflasın ertelenmesi süresi içinde tek geçim kaynağı ücreti olan işçinin korumasız bırakılması, yasa koyucunun amacı ile bağdaşmayacaktır. Bu durum karşısında takip dayanağı ilamla doğan işçi alacağı 26.12.2013 tarihli olup iflasın ertelenmesi karar tarihi olan 27.09.2013 tarihinden sonraki dönemdir. Mahkemece şikayetin reddi ile takibin devamına karar vermek gerekirken mahkemece açıklanan gerekçeyle şikayetin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.