DAVA VE KARAR: Dava,
1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi
kız çocuğu sıfatıyla çift ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine
ilişkindir.
Mahkemece, davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı SGK
Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Tolga Özmen tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve
aşağıdaki karar tespit edildi.
1995 yılında yaşamını
yitiren sigortalı eşi üzerinden 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine
ölüm sigortasından aylık bağlanan davacı hak sahibi kız çocuğunun, bu kez
14.02.1999 günü ölen anılan Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm
aylığı bağlanması için 12.04.2012 ve 08.05.2012 tarihlerinde yaptığı
başvuruların davalı Kurumca reddedilmesinden sonra işbu davanın açıldığı
anlaşılmaktadır.
Davanın yasal
dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun "Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis
yapılması" başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe
giren 2229 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18
yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması
halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak
durumda malûl bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri
olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık
bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki
"geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak" koşulu, "bu Kanun
ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar
kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama" olarak
değiştirilip 1479 sayılı Kanunun "Ölüm aylığının kesilmesi" başlıklı
46. maddesinin 2. fıkrasına, "Ancak evliliğin son bulması ile kocasından
da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı
ödenir." cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi'nin
08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 sayılı kararı ile
iptal edilmiştir.
İptale konu düzenleme
daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren
ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle
benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm
aylığı bağlanabilmesi için "geçimini sağlayacak başka bir geliri
olmamak" şartı, "bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları
kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir
veya aylık almama" olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2.
fıkrasına da "Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya
hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir." cümlesi
yeniden eklenmiştir.
Diğer taraftan 5510
sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve "Ölüm aylığının hak
sahiplerine paylaştırılması" başlığını taşıyan 34. maddesinde,
sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı
bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında
çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma
koşullarına bağlanmış, "Aylık ve gelirlerin birleşmesi" başlıklı 54.
maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda,
hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara,
tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının
bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Anılan yasal düzenlemeler kapsamında dava
irdelendiğinde; bu tür ölüm sigortasından aylık tahsislerinde, ayrık durumlar
dışında genel kural olarak hakkı doğuran olay tarihinde yürürlükte olan yasal
mevzuatın uygulanması gerekmekte olup buna göre sigortalı babanın yaşamını
yitirdiği gün itibarıyla yürürlükteki 1479 sayılı Kanunun 45. maddesinin 2.
fıkrasının (c) bendinde yer alan, geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak
koşulunun, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacı yönünden
gerçekleşmediği belirgindir. Diğer taraftan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe
giren yasal değişiklikle, bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları
kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir
veya aylık almayan davacı hakkında 45. maddedeki aylık bağlama engeli
kaldırılmış ise de bu kez 46/2. madde düzenlemesine göre kendisine çift aylık
bağlanamayacağı ve eşi üzerinden bağlanan aylığın daha fazla olduğu ortadadır.
Giderek 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında
da aynı değerlendirme geçerli olmaktadır ve sonuç olarak 1479 sayılı Kanun
hükümleri çerçevesinde, eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan davacıya, hakkı
doğuran olay tarihi itibarıyla yürürlükteki yasal mevzuat gereğince babası
üzerinden ölüm aylığı tahsis edilemeyeceği gibi süreç içerisindeki yasal
değişiklikler karşısında da çift aylığa hak kazanamadığı açıktır.
Bu maddi ve hukuki
olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı
değerlendirme sonucu, anılan yasal düzenlemeler dikkate alınmaksızın davanın
kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum
vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm
bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen
hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, 02.07.2014 gününde oybirliği
ile, karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2014/13262
KARAR NO : 2015/5108
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/626-2014/180
DAVACI :
DAVALI :
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da
Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma
TEMYİZ HARCI • NİSBİ HARCA TABİ DAVA MAKTU HARCA TABİ DAVA
Taraflar arasındaki “fazla mesai alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muratlı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.09.2010 gün ve 2009/61 E., 2010/224 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?