MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkDolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın 22/07/2011 tarihinde mağdur ...... yanına gittiği ve kendisini tanıdığını söyleyerek ...... doğru yürüdükleri, bu sırada sanığın kız arkadaşını aramak istediğini söyleyerek İsmail'in elindeki cep telefonunu istediği, İsmail'in telefonu sanığa verdiği, sanığın telefonla arıyormuş gibi davranıp yolun karşısında birini görmüş gibi ıslık çalarak mağdurun yanından koşarak kaçtığı,Sanığın 24/09/2011 tarihinde ise yolda daha önce tanıdığı mağdur ...... ile karşılaştığı ve bu müştekiye çay ısmarlamak istediğini söylediği ve birlikte kıraathaneye gittikleri, mağdurun 2-3 ay önce sanığın bayılması sebebiyle yardım ettiğinden dolayı sanığı tanıdığı ve güven duyduğu, birlikte çay içtikten sonra kalktıkları, birlikte yürümeye devam ettikleri sırada arkadaşına çağrı atacağının söyleyerek mağdurdan telefonunu aldığı ve beklemesini söyleyip ara sokağa girerek kaçtığı, her iki olay sonrasında telefonları sattığı olaylarda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12.06.2012 tarih ve 2011/15-440 E. 2012/229 K. sayılı ilamı gereğince; başlangıçtan itibaren hırsızlık kastıyla hareket ettiği anlaşılan sanık ile mağdurlar arasında yasa koyucu tarafından güveni kötüye kullanma suçunun oluşması amacıyla aranan nitelikte, zilyetliğin devrine ilişkin, tarafların aldatılmamış özgür iradeleriyle kurulan ve hukuken geçerli olan bir sözleşme, dolayısıyla hukuksal anlamda geçerli bir zilyetlik devrinin bulunduğundan ve sözleşme sonucu meydana gelmiş olan güvenden söz edilemeyeceğinden, eylemlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1. maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.