MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : MahkûmiyetDÜŞÜNCE : Bozmaİlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.Sanık müdafiin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanığın atılı suçları cebir veya tehditle gerçekleştirdiği iddia edilmiş ve mahkemece suçların vasıflandırılması bu şekilde kabul edilerek hükümler kurulmuş ise de, suç tarihinde ondört yaşı içerisinde olup sanıkla bir yıldır arkadaşlık ilişkisi bulunan mağdurenin şikayet tarihinden üç ay önce başlayıp değişik zamanlarda tekrarlanmasına rağmen sanığın eylemlerini kimseye anlatmadığının anlaşılması, olayın ortaya çıkış şekli ve tüm dosya içeriği karşısında, mağdurenin zor iddiasının kendisini çevreye mazur gösterme düşüncesinden kaynaklanıp inandırıcı olmadığı ve atılı suçların cebir veya tehditle işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, çocuğun nitelikli cinsel istismar suçundan hüküm kurulurken cezanın koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK'nın 103/4. maddesi uyarınca arttırılması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise TCK'nın 109/1. maddesi yerine 109/2. maddesiyle uygulama yapılması,Hükümlerden sonra 24.11.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.