Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1622 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3530 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili şirketin turizm işletme belgesine sahip olduğunu, Turizm Teşvik Kanunu'nun 16.maddesi uyarınca davacıya ait turistik işletmeye en düşük tarife üzerinden elektrik enerjisi temin edilmesi gerekir iken, davacıdan 2008-2009-2010-2011-2012-2013 yılları içerisinde fazladan elektrik enerjisi bedeli tahsil edildiğini ileri sürerek; şimdilik 10.000 TL'nin her bir faturaya konu fazla tahsilatın davacıdan tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra 10.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 26.729,17 TL 'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile 26.729,17 TL'nin dava tarihi olan 24.06.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Somut olayda; bir miktar paranın tahsili istemiyle açılan alacak davalarında, asıl alacak tutarının sonradan yargılama sırasında ıslah yoluyla artırılması, sadece ve ancak davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği durumlarla sınırlı olarak, ıslah yoluyla artırılan tutara yürütülecek faizin başlangıç tarihini etkiler; borçlunun açılan davayla birlikte temerrüde düştüğü, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği hallerde, ıslahla artırılan tutara, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. ( HGK. nun 3.7.2002 günlü ve 2002/9–564 Esas 2002/572 Karar, 5.3.2003 günlü ve 2003/9-76 Esas 2003/126 Karar, 19.09.2007 günlü ve 2007/11-604 Esas 2007/592 Karar sayılı ilamları) Şu durumda, mahkemece; ıslahla artırılan tutara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi dahi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.