Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma alacağı (ayrıca değer artış payı alacağı)... ile .. ve müşterekleri aralarındaki katılma alacağı ayrıca değer artış payı alacağı davasının kabulüne dair .. Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.04.2013 gün ve 1064/453 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.01.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılardan .. bizzat ve davalılar vekili Avukat .. ve karşı taraftan davacı vekili Avukat .. geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın Mahal Mahkemesi'ne iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla yeniden incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı Ayhan vekili, müvekkili ile davalıların murisi ..'ın 1984 yılında evlendiğini ve aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken evlilik içinde .. adına 37014 ada 12 parseldeki 1/2 hissenin 2005 yılında edinildiğini, bu taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhide verilmesi sonucu 1, 3, 5, 6, 8, 10 numaralı daireler ile 13 numaralı işyerinin elde edildiğini, alım sırasında davacının ziynetleri ile katkıda bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL katılma, 10.000 TL değer artış payı alacağının 25.02.2014 tasfiye tarihinden geçerli yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 08.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 165.918,37 TL katılma alacağı, 82.959,18 TL değer artış payı alacağı olmak üzere toplam 248.877,55 TL'ye yükseltmiştir.Davalılar vekili, talebin haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın daha önce murise ait 1980 yılı öncesi sahibi olduğu taşınmazların imar sonrası değerlenmesi ile satışından gelen para ile edinildiğini, davacının ise evlenme sonrası murisin katkıları ile mal varlığını artırdığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile, 82.959.18 TL katkı payı alacağı, 165.918,37 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 248.877,55 TL alacağın karar tarihinden itibaren geçerli yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı .. ile muris ..22.01.1988 tarihinde evlenmişler,...ın 25.02.2008 tarihinde ölümü ile taraflar arasındaki mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir. (TMK m.225/1) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK'nun 170. maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten ölüm tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ...'ın ölümü ile geride mirasçı olarak eşi davacı ...in önceki eşinden olma çocukları davalılar kalmışlardır.Davacının katkısından da söz etmesi de dikkate alınarak dosya kapsamına göre davanın, 37104 ada 12 parselin muris adına hükmen 06.03.2006 tarihinde tapuda tescil edilen, 05.12.2005 tarihinde açık artırma yoluyla bedeli ödenerek satın alındığı anlaşılan 271/735 payına ilişkin değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 37104 ada 12 parsel bilahare kat karşılığı müteahhide verilmiş ve karşılığında dava konusu taşınmaza inşa edilen binadan 1, 3, 5, 6, 8 ve 10 numaralı daireler ile 13 numaralı dükkan muris.....adına tapuda 12.01.2007 tarihinde tescil edilmişlerdir.Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK m.231) yarısı üzerinden (TMK m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve TMK'nun 227. maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekir.Öte yandan, 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı TMK’nun 5. maddesi yoluyla TBK’nun 146 (eski BK.m.125). maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunmaktadır. Dairenin ilk kararlarında 01.01.2002 tarihinden sonra eşler arasında geçerli bulunan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağı yönünden TMK’nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımı süresi uygulanmakta idi. Ne var ki, HGK’nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8- 375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararı ile edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma ve değer artış payı yönünden de 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiş ve Daire de Hukuk Genel Kurulu’nun bu görüşünü benimsemiştir. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulu Kararı'nın verildiği 17.04.2013 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi bakımından 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Yine TMK’nun 5. maddesi yoluyla Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi esas alınmaktadır. Davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacının dava konusu taşınmazın alımında edinme tarihi itibarıyla 12.300 TL değerindeki ziynetlerle katkıda bulunduğu anlaşıldığından bu miktarın davacı lehine değer artış payı alacağı doğurduğu ve denkleştirmede davacı lehine dikkate alınması doğru ise de dosya arasına eksikten getirilen kayıtlara göre evlenme tarihinden önce edinildiği ve muris....'in kişisel malı niteliğinde olduğu anlaşılan 37106 ada 3 parselin 24.03.2003 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhide verilmesi karşılığında alınan dairelerin dava konusu 37104 ada 12 parseldeki 271/735 payının alımı öncesinde 06.07.2004-16.11.2005 tarihleri arası satışlarından elde edilen bedelin dava konusu taşınmaz hissesinin alımında kullanıldığının, bu nedenle davalı lehine denkleştirmede kişisel mal olarak dikkate alınması gerektiğinin gözardı edilerek davalı aleyhine olacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Mahkemece yapılması gereken iş; 12.300 TL davacının ziynetlerle katkısından gelen miktarın davacı lehine, 37106 ada 3 parselde muris ...adına iken satılan dairelerden elde edilen ve yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek bedelin muris... lehine kişisel mal olarak denkleştirmede dikkate almak, bu miktarlar dava konusu taşınmazın alım tarihindeki değerine oranlanarak iki taraf için denkleştirmede dikkate alınacak oranları bulmak, dava konusu taşınmaz payı karşılığında müteahhitten alınan edinilmiş mal niteliğindeki ikame dava konusu dairelerin bozma sonrası bilirkişi aracılığı ile belirlenecek yeni karar tarihine en yakın piyasa sürüm değerleri toplamı ile bu oranlar çarpılarak davacı ile murise ait değer artış payı meydana getirecek kişisel maldan gelen miktarları tespit etmek, denkleştirme sonrasında artık değer kalması halinde bu artık değerin yarısı oranında da davacı lehine ayrıca katılma alacağı hakkı bulunduğunu gözetmek, yapılacak hesaplamada gerekirse konusunda uzman inşaat mühendisi (veya gayrimenkul değerleme uzmanı) ve hukukçu bilirkişilerden birlikte veya ayrı ayrı gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli rapor almak, sonucuna göre değer artış payı ve katılma alacağı ile ilgili bir hüküm kurmak, hüküm kurulurken iki taraf yönünden kazanılmış hakları gözönünde bulundurmak olmalıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine ve 4.250,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.