Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16151 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11821 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXX XXX XXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXX İstihkak Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RDavacı 3. kişi vekili, 21.02.2013 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, takip borçlularıyla ilgisinin olmadığını, borçlu Metasan Makina Ltd Şti'nin daha önce müvekkili şirketin adresinde faaliyet gösterdiğini, 05.11.2012 tarihinde adresten taşındığını, diğer borçluların adresleri konusunda bilgilerinin olmadığını, müvekkilinin icra takibinden 2 ay sonra adrese taşındığını iddia ederek istihkak davasının kabulü ile, haczedilen malların %15'inden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, haciz uygulanan adreste borçlu şirketle ilgili açık arttırma ilanı ve arttırma tutanaklarının bulunduğunu, elektrik aboneliğinin borçlu adına olduğunu, davacının, takip borçlusu Mehmet Fidancan'ın kızı ile evli olduğunu, İİK'nun 278. maddesi uyarınca yakınlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesi istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; istihkak davasında yasal hasmın alacaklı olduğu, alacaklıya dava dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkilinin gerçekleştirildiği, haciz yapılan işyerinde borçlu şirkete ait elektrik faturasının bulunduğu, bu durumda İİK'nun 97/a maddesi uyarınca mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin güçlü kanıtlarla kanıtlanabileceği, davacının fatura suretleri sunduğu, fatura dipkoçanlarının temin edilemediği, diğer yandan fatura suretlerinin borcun doğumundan sonra düzenlendiği, borcun doğumundan sonra düzenlenen faturalara itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu koşullarda İİK'nun 97/a maddesindeki karinenin aksinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin ve güçlü delillerle kanıtlanamadığı, haczedilen mallar yönünden takip ertelendiğinden tazminata karar verilmesinin yerinde olacağı gerekçesiyle davanın reddine ve 71.000,00 TL asıl alacağın % 20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. .//.. Kararı, davacı 3. kişi vekili temyiz etmiştir. Dava, 3. kişinin İİK'nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasıdır. 1-Dava konusu haczin yapıldığı Ankara 6. Müdürlüğü’nün 2012/14274 sayılı takip dosyasına konu bono ile ilgili olarak; bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı değil, sözleşmenin eki ve teminat senedi olduğu, bu sebeple teminat senedine dayanılarak kambiyo takibi yapılamayacağı gerekçesi ile Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 01.10.2013 tarih, 2012/1141 Esas- 2013/740 K. sayılı kararla takibin iptaline karar verilmiş, bu karar dava dışı borçlu Fatih Yalçın dışındaki diğer takip borçluları yönünden Yargıtay incelemesinden de geçerek 16.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Böylece haciz ortadan kalkmış, eldeki istihkak davası konusuz kalmıştır.Bu sebeple; Mahkemece, konusuz kalan istihkak davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ve maktu karar ve ilam harcı ile mahcuzların değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.