Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, katkı payı alacağı, katılma alacağı ve maddi, manevi tazminat... ile .... aralarındaki tapu iptali ve tescil, katkı payı alacağı, katılma alacağı, maddi, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...'nden verilen 25.12.2013 gün ve 888/1592 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.01.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... bizzat ve vekili Av. ... ve karşı taraftan davalı vekili Av.... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, tarafların 1992 yılında evlendiklerini, vekil edenin evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığına çalışmalarından elde ettiği gelir ve ziynet eşyaları ile katkıda bulunduğunu, davalının evlilik süresince eş olarak kendisine düşen görevleri ihmal ettiğini, çalıştığı ülkede başka bir kadınla evlilik dışı ilişki yaşadığını açıklayarak, evlilik birliği içerisinde edinilen 190 ada 7 parselde kayıtlı tripleks villa ile ... plakalı otomobilin mal rejiminin tasfiyesi hükümleri uyarınca taşınmazın tapu kaydı, aracın trafik kaydının iptaliyle 1/2 oranında vekil edeni adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde Mahkeme'ce belirlenecek tasfiye alacakları ile vekil edenin uğradığı maddi ve manevi zarardan dolayı 100.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, 30.07.2013 tarihli açıklama dilekçesinde, bilirkişi tarafından belirlenen 300.000 TL tasfiye alacağının harca esas değer olduğunu bildirerek aynı tarihte eksik harcı tamamlamış, 11.07.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle davalıya ait ... plakalı otomobilin de tasfiye hesabında dikkate alınmasını istemiştir.Davalı vekili, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, boşanma davası sırasında tarafların karşılıklı olarak maddi-manevi tazminat isteklerinden feragat ettiklerini bu nedenle maddi ve manevi tazminat istenemeyeceğini, davacının düzenli gelir ve birikimi olmadığından taşınmaz ve araçların alınmasına katkıda bulunmasının mümkün olmadığını, vekil edenin kişisel malı niteliğindeki daireyi satarak dava konusu villanın kaba inşaatının .satın alındığını, tamirat, tadilat ve diğer inşaat faaliyetlerinin daha sonra tamamlandığını, müvekkilinin yurt dışında çalıştığından yüksek gelire sahip olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, talep dikkate alınarak 150.000 TL alacağın dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talep ile maddi-manevi tazminata ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Taraflar, 21.02.1992 tarihinde evlenmişler, 22.02.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.12.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca eşler bir yıllık yasal süre içerisinde başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, eşler arasında evliliğin yapıldığı 21.02.1992 tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 14.12.2007 tarihine kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Uyuşmazlık konusu 190 ada 7 parsel üzerindeki 2 nolu bölüm, 12.09.1996 tarihinde tahsis nedeniyle, 34 TY 4429 plakalı otomobil ise, 01.04.2003 tarihinde satış yoluyla davalı ...adına tescil edilmiştir.Dava; taşınmaz yönünden 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca katkı payı alacağı, otomobil yönünden ise; yasal edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, Mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu villanın kişisel malı niteliğindeki 1091 ada 1 parsel 47 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen gelirle kaba inşaat halinde satın alındığına, davacının taşınmazın alınmasına kişisel malıyla her hangi bir katkı sağlamadığının tespit edildiğine, inşaatın tamamlanmasına davacının gelir ve birikimleriyle katkıda bulunduğuna, davaya konu aracın da edinilmiş mal niteliğinde olduğuna, davacının katkı payı alacağı ile araç üzerindeki katılma alacağının uzman bilirkişiler aracılığı ile usulüne uygun olarak belirlendiğine, bu tür davalarda hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin gözetilmesi gerektiğine, davalının kişisel malı olan ... plakalı otomobilin satış tarihi ile davaya konu aracın alındığı tarih arasındaki süre dikkate alındığında davalının kişisel malının satışından elde edilen gelirin otomobilin alınmasında kullanıldığının kanıtlanamadığına, boşanma davasında tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden maddi ve manevi tazminat istemeyecekleri yolunda anlaştıkları ve anlaşmanın mahkemece onaylanması nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat istemesi mümkün olmadığına göre, Mahkeme'ce yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin aşağıda gösterilen dışındaki diğer, davalı vekilinin ise vaki tüm temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle REDDİNE,Davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebin reddine dair temyiz itirazlarına gelince; uzman bilirkişiler aracılığıyla, taşınmazın davacı lehine 171.000 TL katkı payı alacağı, edinilmiş mal niteliğindeki otomobilden dolayı ise 11.000 TL katılma alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Davacı 30.07.2013 tarihli dilekçesinde, harca esas değerin 300.000 TL olduğunu bildirmiş, eksik harcı aynı tarihte tamamlamıştır. Artık, harcı tamamlanmış bu değer esas alınarak uyuşmazlığın çözüme ulaştırılması gerekmektedir. Davacının katkı payı ve katılma alacağı usulüne göre tespit edildiğine, yapılan hesaplamada da bir hata bulunmadığına göre, Mahkeme'ce taleple bağlı olarak davacı lehine 150.000 TL alacağa hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. O halde; davacı tarafça harcı tamamlanan dava değeri esas alınarak .davacının katkı payı ve katılma alacağı yönünden bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözden kaçırılarak hatalı değerlendirme sonunda davacı taraf aleyhine olacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca Yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL. Avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 484,30 TL peşin hacrın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.