Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16017 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8296 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen davada Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.11.2013 tarih ve 2013/300-2013/406 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı havayolu şirketine ait uçakla gerçekleştirilen seyahat sırasında gecikme meydana geldiğini, uçağın arıza nedeniyle kalkış yapamadığını, yolcuların uçaktan belli süre inmelerine izin verilmediğini, arıza nedeniyle geceyi davalı şirket yetkililerinin masraflarını karşıladığı otelde geçirdiklerini, sonrasında yolcuları arıza açan aynı uçağa bindirdiklerini uçaktaki bagajların bir kısmı fazla yük denerek atılmak suretiyle kalkış denemeleri yapıldığını ve nihayetinde müvekkilinin Adana'ya dönebildiğini, uçakta bulunan yetkililerin inişten sonra müvekkilinin manevi duyguları ile alay ettiklerini ileri sürerek, 20 saatlik gecikme nedeniyle 10 Avro maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın 25/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sehayat sırasındaki gecikmenin Medine Havaalanı'ndaki pist bakımından kaynaklandığını meydan koşulları nedeniyle uçağın kalkış yapamadığını, bu sırada şirket yetkilileri tarafından yolculara gerekli açıklamaların yapıldığını ve gerekli ek hizmetlerin sunulduğunu, taşınamayan zemzemlerin ise sonradan yolculara teslim edidiğini savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin de ticari nitelikte olduğu; dolayısıyla uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görevine girdiği, ancak HMK'nın 6. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan ihtilaflarda genel yetki kuralının geçerli olduğu bu nedenle dava açıldığı sırada davalının ikametgahı mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, taraflar arasında düzenlenen taşıma sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup, davalı süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak ikametgahı olan İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu savunmuş ve mahkemede bu savunmaya itibar edilerek yetkisizlik kararı verilmiştir.Mahkemece, HMK'nın 6. maddesi gereğince, genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki ikametgahı olduğu gerekçesi ile karar verilmiş ise de, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık konusu olmadığına göre, HMK'nın 10. maddesi ile TBK'nın 89. maddesi değerlendirilmeksizin yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.