Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16012 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 12741 - Esas Yıl 2011





Hasımsız olarak görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 06/10/2011 tarih ve 2011/398 sayılı karana Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin tamiri olduğu çekin kayıp edilerek rayı olduğunu ileri sürerek çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, HMK'nın 382/2-e maddesi uyarınca çek iptal davasında sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiylemahkemenin görevsizliğine, talep ve kesinleşme halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.İstem, kambiyo senedinin zayii nedeniyle iptaline ilişkindir.Mahkemece 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nın 383 maddesi uyarınca çek iptal davalarının sulh hukuk mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.HMK'nın 383. Maddesinde çekişmesiz yargı işleri ile ilgili olarak aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olacağı öngörülmüştür.Yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesine göre Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Yine aynı yasanın 5/2 maddesi uyarınca bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vazifesi içinde bulunan ve TTK'nın 4. Maddesinde ücari sayılan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılır. Bu nedenle TTK'nın 669 ve devamı maddelerinde öngörülen aksine düzenleme bulunduğundan sulh hukuk mahkemeleri değil ticaret mahkemeleri görevlidir. Kaldı ki 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 757/1, maddesinde de bu tür işlerde ticaret mahkemelerinin görevli olacağı öngörülmüştür. Bu da yasa koyucunun iradesinin bu tür işlerde ticaret mahkemeleinin görevli olması gerektiği yolunda olduğunu göstermektedir. Açıklanan bu nedenle istemle ilgili işe bakma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olmasına rağmen görevsizlik ve dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine dair verilen mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyizinin kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyu edene iadesine 02.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.