MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, kendisine ölüm aylığı bağlanabilmesi için davalıya vekalet verdiğini, 02/02/2002 tarihinde ölüm aylığının bağlanmasına karşın bu durumdan kendisinin haberdar edilmediğini ileri sürerek azil tarihine kadar davalı yanca alınan aylıkların şimdilik 30.000 TL sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının annesine bakması nedeniyle bağlanan aylığın 2008 Eylül ayına kadar tarafınca alınacağı, sonrasında ise paylaşılacağı hususunda anlaştıklarını, kaldı ki 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alındığında son 5 yıldan önceki döneme ilişkin aylıkların istenemiyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davalarda 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olması nedeni ile 18/04/2007 tarihinden önceki döneme ilişkin istemin zaman aşımından reddi ile neticeten 22805,00 TL nin 21/03/2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Dava, vekalet sözleşmesine dayanılarak davacı lehine sağlanan ölüm aylığının davalı tarafından kullanılmasından doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında, vekilin hesap verme borcu gelmektedir. Vekil, yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya mecburdur. Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) Dava konusu olayda, davalı vekilin, davacıya vekaleten dava dışı kurumdan tahsil ettiği paraları belli dönemlerde davacı hesabına banka havalesi ile göndermiş olduğu ve en son 20/02/2012 tarihinde bir miktar paranın davacı hesabına gönderilmiş olduğu yapılan bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Bu durumda reddedilen döneme ilişkin olarak;vekalet ilişkisi devam etmekte olup, davalının, müvekkili olan davacıya hesap verdiği, vekalet ilişkisinin istifa, azil, ölüm gibi sebeplerle sona erdiği iddia ve ispat edilmediğinden zamanaşımı süresinin başladığından ve sürenin dolduğundan da söz edilemez. O halde, mahkemece 18/04/2007 tarihinden önceki dönem için zamanaşımından red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm davacının sair temyiz iddialarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.279,80 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 278,10 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 18.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.