Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1600 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14334 - Esas Yıl 2010





Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur. Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak uğradığı zararın bir bölümü hakkında istemde bulunmuştur. Yargılama aşamasında, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda zarar tutarı daha fazla belirlendiğinden verdiği ıslah dilekçesiyle saklı tuttuğu maddi tazminat miktarını artırmıştır. Ancak bu dilekçe, davalıların savunma hakkı kısıtlanacak biçimde, davalı yana tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilerek tüm istekler yönünden karar verilmiştir.Anayasa'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi gereğince herkes, yasal yöntem ve yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 73. maddesi gereğince de yasada gösterilen ayrık durumlar dışında yargıç, tarafları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun olarak çağırmadıkça karar veremez. 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde de davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği biçiminde düzenleme getirilmiştir. Yine aynı yasanın 177/2. maddesinde ıslah dilekçesinin karşı tarafa bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir.Şu durumda, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince ıslah dilekçesinin karşı yana tebliği ile cevap süresinin beklenilmesi ve cevap süresi geçtikten sonra varılacak sonuca göre istem konusunda bir karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönlerin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan C. San. ve Tic. A.Ş. yararına takdir olunan 900.00 TL. duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.