Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk (Sultanbeyli 1. Asliye Hukuk) Mahkemesince verilen 08.05.2012 tarih ve 2011/193-2012/875 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, 32.000 TL. bedelli bir senetten dolayı davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının icra hukuk mahkemesi nezdinde yaptığı itiraz üzerine mahkemenin senette tahrifat yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak Adli Tıp Kurumu Genel Kuru-lu'ndan rapor alınmadan verilen hükmün doğru olmadığını ileri sürerek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan alınacak raporla birlikte alacağın tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, senetteki imza inkarı ve tahrifat iddiasının araştırıldığı icra hukuk mahkemesinin 2009/91 esas sayılı dosyasının temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, anılan dosyada müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, bu tazminatın tahsili için başlatılan takibe davacının iş bu davayı gerekçe gösterek itiraz ettiğini, bu sebeple davanın sadece takibi geciktirmek amacı taşıdığını, davacı hakkında sahte senet düzenleme suçundan cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasının devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, Sultanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/91 Esas sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu raporları ve tüm dosya kapsamına göre, icra hukuk mahkemesinde alınan raporların yeterli olduğu, yeniden rapor alınmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosya içeriğinden ve davacı vekilinin beyanlarından davacı hakkında Sultanbeyli 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/881 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve bu dosyanın davaya konu senet hakkında inceleme yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi hükümleri nazara alınarak ceza dosyasının neticesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇYukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazınım kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.